Olmadı! Cem Yılmaz İmzalı "Karakomik Filmler" Seyirciden Geçer Not Alamadı!

22 Ekim 2019
12b
1 Yorum
Olmadı! Cem Yılmaz İmzalı "Karakomik Filmler" Seyirciden Geçer Not Alamadı!

Ülkemizde "Sinema" deyince birçoğumuzun aklına Cem Yılmaz geliyor. Yıllar önce vizyona giren G.O.R.A ve A.R.O.G filmlerindeki espriler hala yapılıyor ve hala bu esprilere gülünüyor. Kimse de demiyor ki "Ben anlamadım"... Çünkü o filmleri 7'den 70'e herkes izledi, benimsedi ve içindeki mizaha güldü. Peki ya Cem Yılmaz'ın günler önce vizyona giren yeni konsept filmi "Karakomik Filmler"?... Maalesef Cem Yılmaz imzalı "Karakomik Filmler" seyirciden tam not alamadı. Hatta bırakalım tam not almayı, geçer not aldığı bile henüz belli değil...

Hadi gelin şimdi birlikte Cem Yılmaz imzalı "Karakomik Filmler"e şöyle bir göz atalım. Detaylarına, izlenme sayısına ve neden başarılı olamadığına birlikte bakalım.

Karakomik Filmler, yani "Kaçamak" ve "2 Arada" filmleri ilk 3 günde 276.086 kişi tarafından izlendi!

Olmadı! Cem Yılmaz İmzalı "Karakomik Filmler" Seyirciden Geçer Not Alamadı!
Sinemada ilk 3 gün çok mühimdir. Bu 3 gün, filmin toplamının ne kadar izleneceği hakkında büyük oranda ipucu verir. Fakat maalesef Karakomik Filmler, daha ilk 3 günden çok az bir izleyiciye hitap etti. Bu da ilk haftanın çok kötü geçeceğini gösteriyor. 

Karakomik Filmler, Cem Yılmaz'a 3 günde 5.586.694 TL kazandırdı

Olmadı! Cem Yılmaz İmzalı "Karakomik Filmler" Seyirciden Geçer Not Alamadı!
Karakomik Filmleri'i ilk 3 günde sadece 276 bin kişi izledi ve yapımcısına toplamda 5.586.694 TL hasılat kazandırdı. 

Cem Yılmaz'ın en kötü başlayan 2. filmi oldu!

Olmadı! Cem Yılmaz İmzalı "Karakomik Filmler" Seyirciden Geçer Not Alamadı!
2006 yılında vizyona giren Hokkabaz filmi ilk 3 günde sadece 247 bin kişi tarafından izlenmişti. Karakomik Filmler, 276 bin kişi ile Cem Yılmaz'ın en kötü başlangıç yapan 2. filmi oldu. Olayın vehametini anlamanız için; A.R.O.G ilk 3 günde 816 bin kişi tarafından izlenmişti...

Tek bilete 2 film!

Olmadı! Cem Yılmaz İmzalı "Karakomik Filmler" Seyirciden Geçer Not Alamadı!
Cem Yılmaz, şimdiye kadar ortaya çıkardığı filmlerde kullandığı prodüksiyon ile Türk sinema sektöründe çok ileride olduğunu hepimize kanıtlamıştır. İşte Karakomik Filmler ile de bunu yapmaya çalıştı ve yurt dışında da örnekleri olan, tek bilete 2 film birden sundu. Seyirciler orta metrajlı 2 filmi birden izledi... Fakat işte bu, seyirciyi biraz ürküttü. Bizim insanımız yabancı formatlara bayılır. YouTube'u açar yabancı formatlardan çevirilen Türk YouTuber videolarını izler, orijinali yabancı olan O Ses Türkiye gibi programlara bayılır, fakat işin içine para girince işte orada durur. Karakomik Filmler'de de bunun olduğunu düşünüyorum. Tek bilete 2 farklı film olayı bizim insanımızı biraz tereddütte bıraktı diyebilirim. En azından gördüğüm kadarıyla durum böyle.  

Karakomik Filmler 2 Arada konusu;

Film, arabalı vapurda çalışan Ayzek isimli bir adamın yaşadıklarını konu alıyor. Dram yönü ağır bassa da seyirciler bu dramın kendilerine geçmediğini söylüyor. 

Karakomik Filmler Kaçamak konusu;

Bu film ise birlikte tatile çıkan 4 arkadaşın başına gelenleri konu alıyor. Uzaylıların da olaya dahil olmasıyla "kara mizah" ağır basıyor ve olaylar farklı bir şekilde gelişiyor. 

kaanintavsiyesi.com'un En Beğenilen Film Tavsiyeleri İçin Tıkla! ►

Not: Cem Yılmaz'a, kafasına, düşüncelerine ve vizyonuna hayranım. Fakat çok fazla kendi ortamında kalıp, dış dünyayı takip edince işte sonucu böyle oluyor. Kafasını biraz Türkiye'ye çevirse, ortaya İftarlık Gazoz gibi çok şahane işler çıkaracak fakat o, dünyada trend olan formatları ülkemize taşımak istiyor. Bu müthiş bir düşünce fakat maalesef bizim ülkemizde pek alıcısı yok be Cemcim. Parlak renkler, pastel sahneler, uçuk karakterler pek bizlik değil. Bunu Ali Baba ve 7 Cüceler'de de yaşadın, gördün... Uzun lafın kısası, bulunduğun konum çok iyi fakat ekstra şeyler deneme fikri pek bizlik değil. Seni sevmeye ve yaptığın işlere saygı duymaya devam edeceğiz fakat kötüye kötü demesek de ayıp etmiş oluruz.

● Hemen aşağıdaki butona tıklayarak modunuza göre film tavsiyesi bulabilirsiniz!

Olmadı! Cem Yılmaz İmzalı "Karakomik Filmler" Seyirciden Geçer Not Alamadı!
 

Modunu Seç ►

 

Olmadı! Cem Yılmaz İmzalı "Karakomik Filmler" Seyirciden Geçer Not Alamadı!

listesine yorum yap!
Pablo.Escobar
Pablo.Escobar
15 Nisan 2022
Sıkı Üye
Sinemada izledim ya bi de, hem param gitti hem zamanım, çok kötüydü çok.. Cem yılmaz'a şunu sorası geliyor insanın; Neden cem! Niye ya!
karakomik filmler izlekarakomik filmler izlenme sayısıcem yılmaz filmlerikarakomik filmler 2 arada izlekarakomik filmler kaçamak izlekarakomik filmler 2 arada konusukarakomik filmler kaçamak konusu
EN AKTİF ÜYELER
Sanat Eseri! Beyin Yakan Hopkins Filmi "The Father" Neyi Konu Alıyor?
Sanat Eseri! Beyin Yakan Hopkins Filmi "The Father" Neyi Konu Alıyor?
Konusuna, fragmanına ve yönetmenine bile bakmadan sadece o oyuncu var diye hemen izlemeye koyulduğum filmler var. İşte 83 yaşındaki Anthony Hopkins, az önceki cümlemde 'o' olarak bahsettiğim o oyuculardan biri... Epeydir Anthony Hopkins başrollü The Father filmini izlemek için sabırsızlanıyordum. Az önce izleyip bitirdim ve hemen "the father filmi konusu ne?" ve "the father filmi neyi anlatıyor?" gibi sorularınızı cevaplamak buraya koştum. Filme Git ►  The Father filminin kurgusu epey karışık. Bu yüzden izleyen çoğu kişi filmi anlamamaktan şikayetçi. Ben de size önce the father filmi konusundan, sonra da SPOİLER'lı bir şekilde 'bu film neyi anlatıyordu?' sorusuna cevap vermeye çalışacağım. Öncelikle henüz izlememiş olanlar için biraz bahsedeyim...[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/245/50/sanat-eseri-beyin-yakan-hopkins-filmi-the-father-neyi-konu-aliyor-780x439.png[/RESIM]Film kısaca, yaşlılığı ile mücadele etmeye çalışan bir adamın yaşadıklarını konu alıyor. Adamımız gün geçtikçe yaşlılığın etkilerini daha fazla hissetmeye başlıyor ve hayatında olan kızıyla da zaman zaman ters düşünce, adamımız kendini yorucu bir hayatın içinde buluyor... Film, damağımda öyle güzel bir tat bıraktı ki, uzun zamandır sinematografisi bu kadar başarılı bir işle karşılaşmamıştım. Hopkins amcamız öyle bir oynuyor, öyle bir döktürüyor ki, 'Bu adamın yaptığı oyunculuksa, diğerleri ne?' diye sorgulamadan edemiyorsunuz. Ömrü uzun olsun da birkaç projede daha izleyelim diye iç geçiriyorsunuz... İnsanı darlayan, sıkan, içini burkan ve kendini başrolün yerine koyduran nefis bir film. Hemen izleyip gelin ve aşağıdaki detaylara da göz atın derim.  Bundan sonrası SPOİLER, filmi izleyip gelin, biz hep buradayız...[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/245/26/sanat-eseri-beyin-yakan-hopkins-filmi-the-father-neyi-konu-aliyor-780x439.png[/RESIM] İlk ve son sahne arasındaki her şey zihnin oyunu...[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/245/29/sanat-eseri-beyin-yakan-hopkins-filmi-the-father-neyi-konu-aliyor-780x439.png[/RESIM]Önce bir 'Dolandırıcılık' hikayesi gibi geldi biliyorum fakat film öyle şahane işlenmiş ki bunu ve daha birçok şeyi bize düşündürtmeyi başarıyor... Filmi izlediniz. Hopkins amcamızın kızının Paris'e gitme kararını duyduğu sahneyi hatırlayın. Sonrasında kız evden çıkıyor ve amcamız camdan dışarıya öylece bakakalıyor. Son sahnede ise adamımızı bir doktor ve bakıcı ile bir odada görüyoruz. Kızının Paris'e gittiğini, ara ara geldiğini ve bazen de ona Paris'ten kart gönderdiğini görüyoruz. İşte filmin bu 2 sahnesi arasındaki şeylerin hepsi bir yanılsama, hepsi bir 'Demans' hastasının zihninde olup bitenler. Film bunu belli bir sıralamaya göre de verebilirdi, fakat o zaman bu kadar dikkat çekici bir iş çıkmayabilirdi tabi. Bu filmin başrolü biziz! Filmin çok büyük bir bölümünde kafamız karışıyor, "Lan ne oldu şimdi bu kim?" diye şaşkınlıklara giriyor ve kafamızdan bir sürü farklı senaryo yazmaya çalışıyoruz. Çünkü işte bir Demans hastası da bunları yaşıyor. Film bize bunu mükemmel bir şekilde aktarmayı başarıyor. Resmen bir Demans hastasının içine girip bir hayat yaşamaya çalışıyoruz. Bir şeyleri unutuyoruz, yaşanan eski acılar aklımıza geliyor ve bir şeyler ile diğer şeyler arasında bağ kurmaya çalışıp dururuyoruz. Film bu açıdan benim için bir 'sanat eseri'... Film bize "İşte bir Demans hastası bunları yaşıyor. Bir gün anneniz, babanız ve siz de böyle olabilirsiniz..." diyor...[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/245/58/sanat-eseri-beyin-yakan-hopkins-filmi-the-father-neyi-konu-aliyor-780x439.jpg[/RESIM]Film, bir Demans hastası ile mükemmel şekilde empati yapmamızı sağlıyor. Bu bir gün anne-babamız da olabilir, biz de... Kazak nasıl giyilir unutucağız. Çocuklarımızın isimlerini, silüetlerini karıştıracağız. Bir eşyayı koyduğumuz yeri unutup, herkese 'Beni dolandıracaklar mı yoksa?' gibi pek çok farklı neden ile tedirginlik ile yaklaşacağız. Zaman kavramı bizim için farklı işleyecek, parçaları kafamızda birleştirmeye çalıştıkça yeni parçalar kaybolacak ve belki de 80 yaşımızda çocuklar gibi 'Annemi istiyorum' diyerek ağlayacağız... Bunları okurken bile ruhunuz sıkıldı değil mi? İşte bu film de tam olarak bu konuyu bize müthiş bir şekilde aktarıyor. Yönetmen Florian Zeller ve tabi ki büyük usta Hopkins, yıllarca izleyip üzerine konuşacağımız bu nefis filmi ortaya çıkarmışlar. Ve son olarak; Konu 'hafıza' ve kıyafet renkleri de aynı olunca, bu benzetmeyi yapmadan da geçmek istemedim...[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/245/24/sanat-eseri-beyin-yakan-hopkins-filmi-the-father-neyi-konu-aliyor-780x439.png[/RESIM]2 büyük usta, 2 büyük yapım... İşte bunlar gibi film ve dizilere ihtiyacımız var. Bu işleri alkışlamak, takdir edip başkalarına tavsiye etmek de bizim görevimiz.    ---------- [RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/184/10/tek-tek-taniyalim-netflix-imzali-ask-101-dizisi-oyunculari-kimler-780x439.png[/RESIM] Modunu Seç ►
31b
0
4 yıl
Netflix'in 90'lı Yıllarda Geçen Yeni Gençlik Filmi: "Geçen Yaz"
Netflix'in 90'lı Yıllarda Geçen Yeni Gençlik Filmi: "Geçen Yaz"
Netflix Türkiye'de dün itibariyle izlenebilen "Geçen Yaz" ismindeki filmi eminim benim gibi siz de daha önceden pek duymamıştınız. Çünkü ilginç şekilde birçok yapımın tanıtımını çok iyi yapan Netflix, Geçen Yaz filmini pek tanıtmamayı tercih etti. Bu yüzden filmden habersiz birçok kişi de filmi görür görmez "geçen yaz filmi konusu ne?", "geçen yaz filmi yorumları nasıl?" gibi sorularına cevap aramaya başladı. Filme Git ►  Ben filmi hemen izleyip bitirdim ve kısaca size de bahsetmek için kolları sıvadım. Hadi gelin şimdi 9 Temmuz itibariyle Netflix'te izlenebilen Geçen Yaz filmi oyuncuları kimler? Konusu nasıl? ve hepsinden önemlisi bu film izlenir mi? sorularına birlikte cevap verelim... Hadi! Düşüncelerime geçmeden önce; Geçen Yaz filmi neyi konu alıyor? Bir bakalım...[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/255/60/netflix-in-90-li-yillarda-gecen-yeni-genclik-filmi-gecen-yaz-780x439.png[/RESIM]Filmimiz, 96 yazında Bodrum'da yaşayan bir grup arkadaşın yaşadıklarını konu alıyor. 16 yaşındaki gencimiz Deniz'i merkez alarak ilerleyen film, Deniz'in aşk dünyasını ve bu yaz tatilinde yaşadıklarını bize gösteriyor. Ablasının arkadaşı Aslı'ya karşı boş olmayan Deniz, bu yazı avantajına kullanarak bir şeyler yaşamak istese de bu durum beklediği kadar kolay olmuyor. İşte filmimiz de tam olarak bu olayları sakin bir şekilde aktarıyor. Bence bu film izlenir...[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/255/3/netflix-in-90-li-yillarda-gecen-yeni-genclik-filmi-gecen-yaz-780x439.png[/RESIM]Film, cep telefonlarının ve sosyal medyanın olmadığı 96 yazını konu alıyor ve bence bunu da çok güzel yapıyor. Yaz aşkları, gençlik, akşam yemeğinde bahçedeki masaya konan o buz gibi karpuz tabağı, yemekten sonra arkadaşlarla inilen sahil, plajların popüler çocuğu... Filmde hepsi çok başarılı bir şekilde işleniyor. Üstelik tüm bunların yanında Deniz karakterinde alttan alttan ilerleyen sürekli bir gerilim, izleyiciyi filmde daha çok tutmayı sağlıyor. Film dönemi ve o dönemin gençliğini öyle başarılı aktarıyor ki, o yıllara ışınlanıyoruz. Sakin, dingin ilerleyen atmosferiyle bu film bence izlenir. Geçen Yaz'ın oyuncu kadrosu da şöyle; Başrolümüz Deniz ve yaz aşkı Aslı...[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/255/37/netflix-in-90-li-yillarda-gecen-yeni-genclik-filmi-gecen-yaz-780x439.png[/RESIM]16 yaşındaki Deniz karakterini oyuncu Fatih Berk Şahin canlandırırken, Aslı karakterinde ise Ece Çeşmioğlu'nu izliyoruz. Ayrıca 10 Temmuz 2021 itibariyle Ece Çeşmioğlu'nun instagram'da 326 Bin takipçisi bulunuyor. Fatih Şahin'in ise 2 Bin 300 takipçisi var. Bugünün tarihiyle yazdım ki ileride dönüp baktığınızda takipçi sayıları ne kadar artmış görebilin. Çünkü bu filmden sonra bir hayli takipçi kazanacaklardır. Diğer 2 oyuncumuz ise oldukça bilinen isimlerden[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/255/58/netflix-in-90-li-yillarda-gecen-yeni-genclik-filmi-gecen-yaz-780x439.png[/RESIM]Filmdeki Burak karakterini Halit Özgür Sarı, Deniz'in ablası Ebru karakterinde ise Aslıhan Malbora'yı izliyoruz. Halit Özgür Sarı'nın instagram'da 570 Bin, Aslıhan Malbora'nın ise 757 Bin takipçisi bulunuyor. Yönetmen koltuğunda ise Ozan Açıktan oturuyor...[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/255/78/netflix-in-90-li-yillarda-gecen-yeni-genclik-filmi-gecen-yaz-780x439.png[/RESIM]Geçen Yaz'ın yönetmeni ise Atiye, Yarına Tek Bilet, Aile Arasıda ve Tolga Çevik başrollü Sen Kimsin? gibi projelerde de imzası olan Ozan Açıktan'ın ta kendisi. Filmin senaryosunda Sami Berat Marçalı'yı görürken, yönetmen koltuğunda da son işini sevmediğim (Yarına Tek Bilet) Açıktan'ı görmek beni şaşırttı. Çünkü Geçen Yaz, İspanya-İtalya karışımı bir tatta ve bence çok da iyi bir kıvamda bir film. İzleyince "keşke hep böyle filmler yapsak" diye düşündüm. Açıktan'ı bu yüzden tebrik etmek gerek. - - - - -  Özet: Eğer şöyle telefondan, sosyal mecralardan uzak bir 90'lar yazına ışınlanmak ve orada yaşanan bazı aşk ve arkadaşlıklara şahit olmak istiyorsanız bu filmi izleyin derim. Benim tadı damağımda kaldı... Darısı başınıza.  - - - - -  [RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/184/10/tek-tek-taniyalim-netflix-imzali-ask-101-dizisi-oyunculari-kimler-780x439.png[/RESIM] Modunu Seç ►
33b
1
4 yıl
Yakışır! Ali Atay, New York'ta "En İyi Erkek Oyuncu" Ödülü Aldı!
Yakışır! Ali Atay, New York'ta "En İyi Erkek Oyuncu" Ödülü Aldı!
24 Nisan’da New York’ta başlayan Tribeca Film Festivali’nde bu yıl göğsümüzü kabartan bir olay yaşandı. Hatta 2 olay demeliyiz çünkü festivalde yarışan Türk filmi “Nuh Tepesi” ülkemize 2 ödül birden getirdi! Hadi gelin detaylara birlikte bakalım. GÜNCELLEME: 2 yıl önce yazdığım bu içerikte bahsedilen film Nuh Tepesi birkaç gün önce Netflix'te de yayınlandı ve şu an IMDb puanı 7,3. Cenk Ertürk imzalı Türk filmi “Nuh Tepesi” tam 2 ödül birden kazandı! Peki Cenk Ertürk kimdir?[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/73/57/yakisir-ali-atay-new-york-ta-en-iyi-erkek-oyuncu-odulu-aldi-780x439.jpeg[/RESIM]Cenk Ertürk, 34 yaşında Sivaslı genç ve başarılı bir yönetmen. Yönetmenliği kadar kalemiyle de bilinmeye başladı çünkü yazdığı Nuh Tepesi filmi en iyi senaryo ödülünü kazandı!  Nuh Tepesi filmindeki rolü ile “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü ise Ali Atay’ın oldu![RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/73/90/yakisir-ali-atay-new-york-ta-en-iyi-erkek-oyuncu-odulu-aldi-780x439.png[/RESIM]Gerek oyunculuğu, gerek yönetmenliği, hatta gerek de müzisyenliği ile kalbimizi kazanan Ali Atay, Nuh Tepesi filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandı!  Gelin bir de “Nuh Tepesi” filmi oyuncularına bir bakalım[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/73/37/yakisir-ali-atay-new-york-ta-en-iyi-erkek-oyuncu-odulu-aldi-780x439.jpg[/RESIM]Nuh Tepesi filmi oyuncuları arasında “Ali Atay” ve “Hande Doğandemir” gibi bilinen isimler ile birlikte usta oyuncu “Haluk Bilginer” de yer alıyor. Birçok Hollywood filminde de oynayan usta oyuncu bu tip yurt dışı ödüllerine alışkın olsa da biz inceden bir heyecanlandık doğrusu... Birçok izleyici “Masum” dizisinde Ali Atay ve Haluk Bilginer ikilisini çok sevmişti. İşte tam da bu yüzden bu filmin vizyona girmesini en çok da onlar dört gözle bekliyor.  Gelelim bir de “Nuh Tepesi” filminin konusuna...[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/73/58/yakisir-ali-atay-new-york-ta-en-iyi-erkek-oyuncu-odulu-aldi-780x439.jpg[/RESIM]Aslında Nuh Tepesi filmi konusu bizler için oldukça tanıdık bir hikaye. Orta yaş bunalımında olan bir adamımız ve babasının kendisinden istediği bir vasiyeti var. Adamımızın babası ölmeden önce, ileride öldüğünde kendisinin ekmiş olduğunu söylediği Nuh Ağacı’nın altına gömülmek istediğini söylüyor. Babasını kaybeden adamımızın ise bunun için öfkeli köylülerle yüzleşmesi gerekiyor. İşte film bu baba ve oğulun hikayesini konu alıyor. Filmin çekimleri ise Bursa’nın Keles ilçesinin köylerinde yapıldı...  İşte ödül![RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/73/76/yakisir-ali-atay-new-york-ta-en-iyi-erkek-oyuncu-odulu-aldi-780x439.jpg[/RESIM]Yukarıda gördüğünüz şey ise Ali Atay'a verilen "Robert de Niro" imzalı ödül... Alkışlıyoruz!  İşte Nuh Tepesi filmi fragmanı[VIDEO]https://www.youtube.com/watch?v=s2mx9iM0FGg[/VIDEO] Nuh Tepesi filmi vizyon tarihi ise 01.01.2021 BONUS: Hemen aşağıdaki butona tıklayarak modunuza göre film önerisi bulabilirsiniz! [RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/72/9/game-of-thrones-8-sezon-3-bolumde-neler-oldu-detaylar-inceleme-780x439.png[/RESIM] Moduna Göre Film Seç! ►  
14b
0
6 yıl
Netflix'in "Atiye" Dizisi Nasıl Olmuş? Detaylar | Karakter İncelemesi!
Netflix'in "Atiye" Dizisi Nasıl Olmuş? Detaylar | Karakter İncelemesi!
Biliyorsunuz, size buradaki şu kategorimizde, izleyip beğendiğim iyi Netflix filmlerini tavsiye ediyorum. Fakat Netflix, Hakan Muhafız ile birlikte artık orijinal Türk dizilerine de imza atmaya başladı ve aylar önceden, Beren Saat başrollü "Atiye" dizisini duyurdu. Geride bıraktığımız hafta ise Atiye dizisi Netflix'te yayınlandı ve dizi büyük bir atak yaparak sosyal platformlarda en çok konuşulan konu oldu. Yayınlandığı süre üzerinden günler geçmesine rağmen başlığı hala Ekşi Sözlük'te, hakkında en çok yazılanlar kısmında yer alıyor.  Atiye ve Dark Dizisi Arasındaki 7 Benzerlik İçin Tıkla ► Ben de sıvadım kolları ve 2 günde izleyip bitirdiğim Atiye dizisi hakkında sizlere bir inceleme yazmak ve Atiye dizi oyuncuları hakkında bazı detaylara değinmek istedim. Bugün bu içerikte, Atiye dizisinin olumlu ve olumsuz yönlerini ve Atiye dizisi karakterlerinin incelemesini okuyacaksınız. Hadi gelin şimdi hazırsanız Atiye dizisi nasıl olmuş? sorusunun cevabına bir bakalım.  İncelemeye Geçmeden Önce: "Ee Kaan yani ne diyorsun?" diyenler varsa bence bu dizi olmuş. O yüzden hala diziyi izlemediyseniz aşağıdakilere göz atmadan önce izleyip gelin derim.  Hazırsanız Atiye dizisi incelemesine, dizideki sevmediğim şeyler ile başlamak istiyorum[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/155/30/netflix-in-atiye-dizisi-nasil-olmus-detaylar-ve-karakter-incelemesi-780x439.jpeg[/RESIM]Görüntü kalitesi neden böyle? Sadece bana mı öyle geliyor yoksa dizinin görüntü kalitesinde ciddi bir teknik sorun mu var? Koca sezonu bitirdim fakat görüntü kalitesi hep kötüydü. Bunu "çok kötü sahneler vardı, sinematografi berbattı" olarak anlamayın, sadece görüntü teknik olarak parlak, net değildi. Dizinin atmosferi gereği "Şöyle görüntüyü biraz mat, bazı yerleri de flu yapalım gizemli olalım" mı dediler acaba? Ki böyle düşündülerse de bile, gerçekten uygulamaya geçirme konusunda sorun yaşamışlar çünkü sonuç ortada.  Neden her şeyi bize açıklıyorsunuz? Dizideki tüm sırları, farklı karakterler üzerinden bize neden anlatıyorsunuz? Bırakın biz çözelim, çözünce mutlu olalım. Her şeyi, her detayı, her sırrı farklı oyuncular, farklı sahnelerde sürekli konuşuyor ve bunu seyirciye açıklıyorlar. Bu olay bir süre sonra insanın canını gerçekten çok sıkıyor. Bırakın biz "Vay anasını bu öyleyse, o da öyle o zaman" diyerek olayı çözelim ve ufkumuzu açalım. Bizi salın. İstanbul'dan 5 dakikada nasıl Adıyaman'a, Urfa'ya gidiyorsunuz? Yahu ışınlanmayı buldunuz da o sahneyi kaçırdım mı acaba diye bile düşündüm. Kız Adıyaman'da kaybolmuş, e ne yapalım? Hadi hemen tam da bu şekilde hemen Adıyaman'a geçelim diyorlar ve bir bakıyoruz, birden Adıyaman'dalar. Tamam 15 dakika yolculuk izlemeyelim ama bari bir uçak kanadı, şehir manzarası falan gösterin de nasıl gittiğiniz anlayalım. Bu tip önemsenmeyen detaylar bizi çok üzüyor, bilesiniz.  Bazı replikler o kadar zorlama ki... Şimdi şunu hatırlayın. "Lanet olsun! Gidelim ve şu Nemrut'taki gizemi çözelim!"... Yahu bu ne? Bu nasıl bir replik? Kimse de "Aga biz ne yapıyoruz? Tamam İngilizce'den çeviriyoruz ama çok kötü olmadı mı bu?" demedi mi yahu? Böyle zilyon tane kötü, yersiz ve zorlama replik var. Tam mistik olaylar içindeyiz, böyle bir repliği bir duyuyorum, bütün o gizemli etkileyici hava uçup gidiyor sanki. [RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/155/39/netflix-in-atiye-dizisi-nasil-olmus-detaylar-ve-karakter-incelemesi-780x439.jpg[/RESIM] Hadi gelin şimdi bir de dizimizde beğendiğim şeylere şöyle bir bakalım[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/155/97/netflix-in-atiye-dizisi-nasil-olmus-detaylar-ve-karakter-incelemesi-780x439.jpeg[/RESIM]Dizinin atmosferi gayet başarılı Dizinin ilk 2 bölümü şahaneydi diyebilirim. Gerildim, merak ettim ve hatta yer yer ürktüm. İzlerken bir yandan da bir yabancı gözüyle izledim diziyi ve gerçekten ilk bölümlerde çok beğendim. Mistik, gizemli hava dizide çok iyi yansıtılmış.  Anadolu kültüründe zaten var olan mistik olayların ele alınması şahane!  Yıllardır hep söylenir dururdum. Yahu topraklarımızda o kadar çok esrarengiz hikaye var ki, neden bunları filmleştirmiyoruz? diye. Sağ olsun Netflix bu olaya el attı ve Anadolu'daki olayları ve geçmiş tarihi inceleyip ortaya böyle mistik, gizemli bir dizi çıkardı. Gerçekten bundan çok mutlu ve gururluyum.  Dizi sürüklemeyi başarıyor!  Böyle gizem-gerilim konulu yapımlar, izleyiciyi sürükleyemezse, bir sonraki adımı merak ettiremezse bir hiçtir. Fakat bu dizi yani Atiye, izleyeni peşinden sürüklemeyi başarıyor. Hakan Muhafız, bu konuda yer yer sıkıyordu. Fakat Netflix, Atiye dizisi ile bu açığı bence kapatmayı başarmış.  Turistik açıdan şahane sahneler!  Göbeklitepe'nin dünya tarihinde kapladığı yerin büyüklüğünü biz Türklerin hala kavrayamadığını düşünüyorum. Bakın arkadaşlar burası dünya üzerinde şimdiye kadar bulunmuş en ama en eski yapı. Mısır piramitlerini ya da diğer şeyleri bir kenara bırakın. Çünkü Göbeklitepe hepsinden daha eski ve bizim ülkemizde yer alıyor! Sadece bunu dünyaya göstermeyi başardığı için bile bu dizi alkışlanması gereken bir yapım. Bir de bunun üzerine daha Nemrut gibi pek çok şahane bölgemizi de ele alıyor Atiye dizisi. Bu yüzden bunun, ülkemiz ve tarih bilimi açısından da çok iyi bir adım olduğuna inanıyorum. Şimdi gelelim Atiye dizisi oyuncuları tarafından hayat verilen o karakterlere; Beren Saat ve Atiye ile başlamak istiyorum[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/155/55/netflix-in-atiye-dizisi-nasil-olmus-detaylar-ve-karakter-incelemesi-780x439.jpg[/RESIM]Allah aşkına, Beren Saat'i "Bihter" dışında bir rolde izleyen var mı? Atiye'yi izlerken neden hala Bihter'i izliyor gibi hissediyoruz? Bunun, Bihter karakterinin unutulmaz olduğuyla falan ilgisi yok, Beren Saat yıllardır oyunculuğunun üzerine hiçbir şey koymadan ilerlemeye çalışıyor. Atiye dizisi konusu beni çok şaşırtmıştı fakat onca mistik olayın içinde Beren Saat hala Bihter'i oynuyor. O yüzden dizimizin başrolü Beren Saat'in oyunculuğunu iyi bulmadığımı söyleyebilirim. Mehmet Günsür ve Erhan[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/155/46/netflix-in-atiye-dizisi-nasil-olmus-detaylar-ve-karakter-incelemesi-780x439.jpg[/RESIM]Fark ettiniz mi bilmiyorum ama Mehmet Günsür hala Fi dizisinde oynuyor gibi. Yahu gizem dolu bir dizidesin, neden hala son bıraktığımız gibisin? Aşk Tesadüfleri Sever'e bakın, ya da Muhteşem Yüzyıl'daki rolüne. Sonra da Atiye'yi izleyin. Aynı Günsür'ü izleyeceksiniz, çünkü Beren Saat gibi, Günsür de hala aynı... Erhan isminde bir Arkeolog rolünü oynuyorsun, tozun toprağın içindesin, biraz ortama uyum sağla, bu neyin kibarlığı... Metin Akdülger ve Ozan[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/155/47/netflix-in-atiye-dizisi-nasil-olmus-detaylar-ve-karakter-incelemesi-780x439.png[/RESIM]İşte bu! Oyunculuk, her yapımda kendine bir şeyler katma olayı bu. Yukarıda söylediğim her şey Akdülger'de mevcut. Bu adam gerçekten rollerini yaşıyor. Ağzından tükrükler saça saça oynuyor ve bu da gerçeklik açısından bize geçiyor. Ozan rolüne cuk oturmuş diyebilirim.  Melisa Şenolsun ve Cansu[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/155/56/netflix-in-atiye-dizisi-nasil-olmus-detaylar-ve-karakter-incelemesi-780x439.png[/RESIM]İşte bu diziyi dünyaya pazarlarken kullanmamız gereken yüz... Şenolsun, oyunculuğu çok üst düzey olmasa da dizide parlıyor. Hani bazı ünlüleri yolda görürsünüz de hiç ünlü değil gibidir ya, heh işte Melisa Şenolsun onlardan değil. Bu kız şu Hollywood'a da gitse, yine adından söz ettirebilir. Cüretkar sahneleri, yaşadığı duygu patlamaları ile Cansu rolüne cuk oturmuş diyebilirim.  Son olarak Tim Seyfi[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/155/49/netflix-in-atiye-dizisi-nasil-olmus-detaylar-ve-karakter-incelemesi-780x439.jpg[/RESIM]Ozan'ın babası rolünde karşımıza çıkan bu oyuncumuz ise yarı Alman yarı Türk bir oyuncuymuş. Mış diyorum çünkü kendisi hakkında bu diziye kadar pek bir bilgim yoktu. Hala da var sayılmaz tabi, fakat şunu söyleyebilirim ki; Bu abimiz, bu diziye gizemli bir hava katmaya çalışsa da bu olmuyor. Soğuk kanlı, acımasız ve gizli planları olan zengini oynuyor fakat onun olduğu sahnelerde nedense tadımın kaçtığını fark ettim. Belki daha otoriter, daha iri yapılı ve ağır bir oyuncu seçilebilirmiş. Tabi yine de çok kötü değil, fakat çok iyi de değil derim.  ● Aşağıdaki butona tıklayarak modunuza göre film tavsiyesi seçebilirsiniz![RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/28/58/simdiye-kadar-nasil-izlememisim-diyeceginiz-7-film-tavsiyesi-780x439.png[/RESIM] Modunu Seç ►
11b
1
6 yıl
Chernobyl 4. bölümde Neler Oldu? İnceleme | Detaylar
Chernobyl 4. bölümde Neler Oldu? İnceleme | Detaylar
Geçtiğimiz günlerde size burada nefis "Chernobyl" dizisini tavsiye etmiş ve tıklayarak okuyabileceğiniz şu yazımda, Chernobyl dizisi oyuncularının canlandırdığı gerçek kişileri araştırmıştım. Bugün ise bu 5 bölümlük nefis dizinin 4. bölüm incelemesiyle geldim. Chernobyl 4. bölüm izleyenler için nasıl bir his bıraktı bilmiyorum ama bende etkisi oldukça fazlaydı. Birazdan görüp okuyacaklarınız Chernobyl 4. bölümü izlememiş olanlar için spoiler teşkil edebilir, şimdiden söyleyeyim. Hadi gelin şimdi Chernobyl 4. bölümde neler oldu, neler yaşandı, hangi sahnelerde nefesimizi tuttuk birlikte bakalım.  Asker, yaşlı teyze ve inek sahnesi...[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/82/63/chernobyl-4-bolumde-neler-oldu-inceleme-detaylar-780x439.jpg[/RESIM] Askerler, aldıkları emirler doğrultusunda, radyasyonlu olduğu için bölgede yaşayan insanları oradan götürmekle yükümlüler. Fakat bir asker, girdiği bir evde, yaşlı fakat bilge bir teyzemizin direnişi ile karşılaşıyor. Bu sahne beni fazlasıyla etkiledi diyebilirim. Asker, teyzemize buradan gitmesi gerektiklerini anlatmaya çalışıyor, fakat teyze süt sağmaya devam ediyor. Bir yandan da anlatıyor; "Benim tüm ailem savaşlarda, mücadelelerde öldü. Şimdiyse benden, 82 yaşındaki benden, gözümle görmediğim bir şey için buradan gitmemi mi istiyorsun? Dün gitmedim, bugün de gitmem!"... Bu direnişin sonucunda da asker ineğe bir el ateş ediyor ve teyzemiz öylece kalıyor. Bu sahne, bize, o günlerde insanların içinde bulunduğu gergin, çaresiz ve hüzünlü ortamı bir kez daha gösteriyor. Faicadan 4 ay sonra, bölgede kalan hayvanlar öldürülüyor[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/82/90/chernobyl-4-bolumde-neler-oldu-inceleme-detaylar-780x439.jpg[/RESIM] Dizimiz artık faciadan aylar sonrasında yaşananları konu alıyor. Yüksek radyasyon sonucu bölge yaşanılamaz hale geliyor ve bölgede kalan hayvanlar, radyasyonu taşımamaları için öldürülüyor. Bunu da askere giden bir çaylağın gözünden izliyoruz. 3 asker, bölgedeki köpekleri önce ıslıkla çağırıyor, sonra ise kurşun yağmuruna tutuyorlar. Bu sahneyi nefesimi tutarak izledim diyebilirim. Köpeklerin bakışı beni hep bitiriyor. Bir de öldürüldüklerini, insanlara nasıl sevgiyle yaklaştıklarını görünce iyice sarsıldım. Santralin etrafına bir kabuk inşa etmek için çatıda kalan maddeler temizleniyor[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/82/26/chernobyl-4-bolumde-neler-oldu-inceleme-detaylar-780x439.jpg[/RESIM] Dev bir kabuk, santralden çıkan radyasyonu engelleyebilir. İşte bu yüzden, adamlarımız düşünüyor ve çatıda kalan aşırı zararlı maddeleri temizlemeye karar veriyorlar. Fakat nasıl? İşte tüm bu soru, bu bölümün yarısından fazlasını içeriyor.  Temizleme işlemini robotlar halledemeyince devreye biyorobotlar giriyor; Yani "İnsanlar"![RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/82/35/chernobyl-4-bolumde-neler-oldu-inceleme-detaylar-780x439.jpg[/RESIM] Ay üzerinde hareket etmesi için yapılan robotlardan biri kullanılıyor. Fakat yeterli gelmeyince, Almanya'dan getirilen bir robot herkesin umudu haline geliyor. Fakat o da çatıya indirilir indirilmez bozulunca, zaten gergin olan ortam iyice geriliyor ve geriye son bir çare kalıyor. İnsanlar! Evet... Çatıya, erkekler çıkarılıyor ve her birine sadece 3 dakika veriliyor. 3 dakikadan fazla kaldıklarında ölebilecekleri de söyleniyor ve bu görev sonucu ödül alacaklarını da bildiriyorlar. İşte bu sahnelerde de insan, kendini o çatıdaki askerlerin yerine koyamadan edemiyor...  İlk 3 bölümde felaketin etkilerini gördük, şimdiyse bu işin sorumlularını arıyoruz[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/82/82/chernobyl-4-bolumde-neler-oldu-inceleme-detaylar-780x439.jpg[/RESIM] Son olarak dizimiz, bu 4. bölümde artık işin sorumlularını aramaya başlıyor. Bu dev faciada kimlerin parmağı varsa bulunması için görgü şahitlerinin, yani en azından hayatta kalan şahitlerin bir bir kapısı çalınıyor ve bazı çarpıcı bilgilere ulaşılıyor. Meğer 10 yıl önce bir uyarı, en üst yetkililere iletilmiş fakat "imaj" meraklısı yetkililer bu uyarıyı hiç sallamamış. Bunun sonucunda da böyle bir facia ortaya çıkmış...  "Chernobyl 5. bölüm ne zaman?" diyecek olursanız da; Chernobyl dizisinin 5. bölümü, yani final bölümü 3 Haziran'ı, 4 Haziran'a bağlayan gece sabah 04:00'te HBO'da yayınlanacak.   Chernobyl, şimdiye kadarki her bölümüyle beni yakalamayı başardı. Zaten ilgimi çeken bir konu olan bu dev felaketi bir de bu şekilde bir dizi olarak izlemek bana büyük keyif verdi. Tabi bunun yanında da düşündürdü. Çünkü biz de şu an ülkemize bu santrallerden yapıyoruz. Ne kadar güvenli? Neler olabilir? Bu sorular beni ve milyonlarca insanı korkutuyor...   Film Tavsiyesi Seç! ►
11b
0
6 yıl
Çok Taze! "Ne İzlesek?" Diyenlere 6 İyi 2021 Film Önerisi!
Çok Taze! "Ne İzlesek?" Diyenlere 6 İyi 2021 Film Önerisi!
Çok sık film izleyip tüketenler bilir ki, şöyle yeni, dumanı üzerinde taze, güncel bir filmi seyretmenin zevki çok başkadır. Bu yüzden her gün binlerce kişi Google'da 'film önerileri 2021' benzeri aramalar yaparak güncel, yeni çıkmış iyi film arıyor. İşte ben de bugün size 2021 film önerileri hazırlamak için kolları sıvadım. Özel Güç Filmleri İçin Tıkla! ►  Birazdan göreceğiniz 2021 yapımı film tavsiyelerinin her birini de izledim, beğendim ve buradaki farklı kategorilerde de sizlere tavsiye ettim. E neden 2021 filmlerinden bir liste de olmasın? dedim ve hepsini bir araya topladım... Hadi gelin şimdi o 2021 yapımı izlenmesi gereken film önerileri nelermiş görelim. 1. Göz atmanızı tavsiye ettiğim ilk 2021 filmimiz "Boss Level"[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/247/90/cok-taze-ne-izlesek-diyenlere-6-iyi-2021-film-onerisi-780x439.png[/RESIM]Belli bir zaman döngüsü içinde sıkışıp kalan bir adamın yaşadıklarını konu alan bu film, bazı teknikleri çok iyi kullanarak izlenmesi gereken 'kısır döngü' konulu filmler arasında yer bulmayı başarıyor. Bir şaheser değil fakat seyir keyfi yüksek bir film bu. Şans verin derim. Filme Git ►  ✓ @uykusarhosu'nun yorumu;"Edge of Tomorrow filminin tadı damağımda kalmışken üzerine bu filmi izlemek harika geldi. Aksiyon, bilim kurgu, eğlence... 3'ü1 arada :) Ama güzel olan birçok filmde olduğu gibi sonu pek tatmin etmiyor, devam filminin çıkması beni şaşırtmaz" 2. Denizlerdeki komployu görmek için bu nefis yapımı mutlaka izleyin; "Seaspiracy"[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/247/63/cok-taze-ne-izlesek-diyenlere-6-iyi-2021-film-onerisi-780x439.png[/RESIM]Netflix yapımı bir belgesel film olan bu yapımı 7'den 70'e hepimiz izlemeli. Bir genç, iyi bir belgesel çekmek için kolları sıvıyor fakat birden kendini çok acımasız işlerin döndüğü bir dünyada buluyor ve tüm olan biteni kameraya alıp bize gösteriyor. İzleyin, izletin. Filme Git ►  ✓ @ozankandemir'in yorumu; "Kan dondurucu. Belgesel ekibinin verdiği, gerçekleri göz önüne sürme uğraşı çok etkiledi beni" 3. The Vault veya diğer ismiyle; "Way Down"[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/247/52/cok-taze-ne-izlesek-diyenlere-6-iyi-2021-film-onerisi-780x439.png[/RESIM]Bu tavsiyem ise çok değerli bir hazinenin bulunduktan sonra İspanya devlet bankasında korumaya alınmasını ve bu değerli hazineyi çalmaya çalışan bir ekibin yaşadıklarını konu alıyor. Bu türü seviyor ve güncel bir şeyler arıyorsanız bir bakın derim. Filme Git ►  ✓ @gizem-sener'in yorumu; "Bayıldım, kurgusu müthiş. Sıkıcı değil, zaman akıp gidiyor klasik bir konu ama pandemi döneminde çok iyi film bulmak zor" 4. "Varsity Blues Operasyonu"[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/247/95/cok-taze-ne-izlesek-diyenlere-6-iyi-2021-film-onerisi-780x439.png[/RESIM]Bu belgesel film ise 2019 yılında ifşalanan gerçek bir skandalı işliyor. Amerika'da çok ünlü üniversitelerin, bazı varlıklı aileler için statü meselesi olduğunu fark eden bir adam "çocuğunuzu para karşılığında istediğiniz üniversiteye sokabilirim" diyor ve bunu da gerçekten yapıyor. Gerçekten çarpıcı bir olay ve çarpıcı bir yapım. Filme Git ►  ✓ @nihat-urper'in yorumu; "Müthiş bi skandal bu. ama bence birçok ülkede bu şekilde yürüyordur işler. her yer kirli, herkes suçlu... İzleyin" 5. "Raya and the Last Dragon"[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/247/38/cok-taze-ne-izlesek-diyenlere-6-iyi-2021-film-onerisi-780x439.png[/RESIM]Animasyon filmlere 'çocuk filmi ya..' şeklinde sığ bir düşünceyle yaklaşmıyorsanız bu tavsiyemden kesinlikle zevk alacaksınız demektir... Fantastik, sürükleyici, keyifli ve en önemlisi de bir mesajı olan iyi bir 2021 filmi izleyeceksiniz. Tadını çıkarın. Filme Git ►  ✓ @Lynx'in yorumu; "Ben beğendim. Konuyu işleyişi biraz klasik olsa da görsel olarak güzel olması ve izleyiciyi eğlendirmesi kesinlikle izlenebilir kılıyor. Eğer güzel bir animasyon arıyorsanız; buyrun" 6. Son önerim ise bu günlerde epey konuşulan bir yapım; "Nobody"[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/247/57/cok-taze-ne-izlesek-diyenlere-6-iyi-2021-film-onerisi-780x439.png[/RESIM]Filmimiz, hiç etliye sütlüye karışmadan evden işe, işten eve gidip gelen bir adamın, yaşadığı bir olaydan sonra içinde bastırdığı yanının ortaya çıkışını konu alıyor... Koşturmacalı ve şöyle sağlam 'vurdulu kırdılı' sahneler izleyeceksiniz. Hatta izlerken "John Wick bu ya..." da diyebilirsiniz, haklısınız, çünkü bu 2 filmin senaristi de aynı... Bir şans verin derim. Filme Git ►  ✓ @akif-feyzioglu'nun yorumu; "Olay örgüsünü kendim tam bağlayamasam da aksiyona doyurdu. Bazı sahneler bana John Wick'i andırdı. Güzel filmdi" - - - - -  [RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/184/10/tek-tek-taniyalim-netflix-imzali-ask-101-dizisi-oyunculari-kimler-780x439.png[/RESIM] Modunu Seç ►
24b
0
4 yıl
David Lynch İmzalı Konusu ve Kurgusu ile Beyin Yakan Film: Mulholland Drive Analizi
David Lynch İmzalı Konusu ve Kurgusu ile Beyin Yakan Film: Mulholland Drive Analizi
Selam! Şu an burada bunları okuduğunuza göre muhtemelen siz de Mulholland Drive'ı izleyip bir şey anlamayanlar kervanındansınız... Bildim değil mi? O zaman yaklaşın ve şaşırmaya hazır olun.  Aşağıdaki analizi Ekşi Sözlük'te "sinirliyim" isimli bir yazar girmiş fakat o da başka bir yerden alıntı yapmış. Ben yine de kaynak olarak orayı göstereceğim, buraya tıklayarak o entrye ışınlanabilir ya da aşağıdan okumaya devam edebilirsiniz. İşte karşınızda Mulholland Drive analizi! [RESIM]http://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/32/67/david-lynch-imzali-konusu-ve-kurgusu-ile-beyin-yakan-film-mulholland-drive-analizi-780x439.jpg[/RESIM]   ♦ Adım adım rüyaya doğru aslında filmin %80'den fazlası diane'ın rüyasından ibaret. rüya olduğu için tuhaflıklar ve zor anlaşılan yerler var ama genel olarak tuhaflıkların sebebi filmin çoğunun rüyadan ibaret olması. çok az da olsa flashback, hayal ve hallisünasyon da var. geri kalan %20'ye yakın kısım gerçek ve bunun da çoğu şimdiki zaman veya yakın geçmiş. diane (sarışın) (filmde gerçek hayattaki adı da diane) bir swing (jitterbug) dans yarışmasında birinci oluyor; bunu hollywood'a girmek için bir basamak olarak kullanıyor. istediği şey bir yıldız olmak, yıldız ve iyi bir aktris. ruth teyze denen kişi ölmüş aslında, mirasını diane'e bırakıyor. diane'ın yanında olan (havaalanında) iki yaşlı kişi aslında gerçekte olmayan karakterler; bunlar sadece rüya ve hallisünasyonda var. bu iki ihtiyar muhtemelen onun iyi yanını temsil ediyor. kara yüzlü yaratık ise onun en kötü ve çirkin yanını. neyse, diane bazı filmlerde roller alarak ilerliyor. bob brooker isimli bir yönetmenin yönettiği ‘the sylvia north story’ adlı filmde başrolü almak istiyor ama yine o sıralarda tanıştığı camilla (esmer, filmdeki gerçek adı) ile de ufaktan ilişki yaşamaya başlıyor. camilla aslında kaltağın teki. kötü karakter. çıkarcı, hırslı, acımasız, biseksüel... rolü kapıyor ama diane ona hâlâ aşık. diane ile camilla aynı evde kalıyor (17 numaralı çürümüş cesedin olduğu ev). [RESIM]http://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/32/77/david-lynch-imzali-konusu-ve-kurgusu-ile-beyin-yakan-film-mulholland-drive-analizi-780x439.jpg[/RESIM]sevişip koklaşıyorlar sürekli ama camilla bunun geleceğinin olmadığını ima ediyor ara sıra. diane anlamazdan geliyor. camilla hırslı olduğu için işinde ilerliyor. adam kesher isimli yönetmenin projesinde de camilla, yönetmeni tavlıyor. diane, adam'ı tavlayamadığı için içten içe üzgün ve camilla'yı yavaş yavaş adam'a kaptırdığını düşünüyor. adam'ı tavlayamasa da aynı yapımda daha küçük bir rolde oynuyor camilla ile beraber. bir gün camilla ve diane evdeyken kanepede sevişmeye başlıyorlar ama sadece başlıyorlar. diane çok hevesliyken camilla bir öpücük verdikten sonra, “bunu artık yapmamalıyız” diyor. biraz zalimce bir ifadeyle tabi. sanki onu incitmek istermiş gibi. diane “bir daha bunu sakın söyleme” diyor ve kabullenmek istemiyor, elini camilla’nın pantolonundan içeri sokuyor ama camilla sertleşip “yapma” diyor. diane, “onun için değil mi?” diyor ve artık lezzoların aşkı tek taraflı olarak sona eriyor. adam ile camilla evlenmeye karar veriyorlar. bir parti düzenliyorlar bunu ilan etmek için. camilla, diane'e partiye gelmesini söylüyor, isteksiz de olsa diane kabul ediyor. akşam parti saatinde camilla bir limuzin gönderiyor diane'i alması için ve diane'e telefon ediyor "gelecek misin, araba seni bekliyor" diye... diane isteksiz de olsa limuzine binip mulholland yolunda oturan adam’ın evine doğru gidiyor. diane tedirgin ve düşünceli, yolun ortasında limuzin durunca tedirgin de olduğu için korkuyor, “burada durmamalıydık” diyor. şoför arkasına dönerken bir şey yapmasından korkuyor sakni ama o sırada camilla kestirme yoldan gelerek diane'i alıyor. adam kesher da aslında çok duyarlı bir adam değil. biraz ‘piç’. annesi coco... diane ile coco orada tanışıyor. bahçede bir şeyler içtikten sonra coco yemeğe geçmeleri gerektiğini söylüyor ve az sonra diane'in kalbinin paramparça olacağı masada yemeğe oturmak üzere içeri giriyorlar. masada adam ve camilla düşman çatlatır gibi laubali. camilla bunun diane'e acı vermesini istiyor sanki. adam karısıyla yeni boşanmış bu arada, karısı havuzu temizlemeye gelen kişiyle kendini aldattığı için boşamış ve şutlamış, "havuzu ben aldım, temizleyen adamı o..." diyor. [RESIM]http://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/32/97/david-lynch-imzali-konusu-ve-kurgusu-ile-beyin-yakan-film-mulholland-drive-analizi-780x439.jpg[/RESIM] coco, diane'i konuşturuyor, diane hollywood'a nasıl geldiğini anlatıyor. kanada'dan gelmesi, teyzesinin ölümü, kendisine bıraktığı miras, dans yarışması, bob brooker'ın başrolü camilla'ya vermesi... buruk bir şekilde bunları anlatıyor. adam ve camilla'nın hiç umurunda değil ama onlar çok ruhsuz ve laubali. bu diane'ı daha da kırıyor ve ölüm vuruşunu camilla yapıyor; filmdeki gerçek ismi bilinmeyen sarışınla öpüşüyor (rüyadaki sarışın camilla bu). biraz sonra da sonra adam'la öpüşerek evliliklerini ilan etmeye hazırlanıyorlar. sarışın, camilla'yı öptükten sonra dışarı çıkmak için yürüyor, bu esnada kovboy kılıklı bir adam öylesine geçiyor, muhtemelen sinema dünyasından biri. hiçbir özelliği yok aslında. diane, sarışının ve adam'ın camilla'yı öpmesi ve evlilik ilanının geliyor olması yüzünden ağlıyor. bu arada diane masadayken ara sıra etrafındakilere bakıyor, ilk defa gördüğü, kendine dik dik bakan bir adam fark ediyor karşı masada. rüya için malzemenin çoğunun biriktiği yer bu parti. buradaki ve daha önceki birçok kişi ve sembol rüyasına girecek daha sonra. kötülükler başlıyor derken, parti bir şekilde bitiyor. ertesi gün (veya birkaç gün sonra) camilla diane'in evine gidiyor kırmızı elbisesiyle ama kapıda tartışıyorlar, diane ağlayarak onu içeri almıyor. sırılsıklam aşık ama onu eve almayarak ilişkiyi tamamen koparıyor. evde kendi kendine mastürbasyon yapıyor ağlayarak. ama bu içindeki hıncı azaltmıyor. onu öldürtmek istiyor. winkies denen lokantada bir kiralik katille görüşüyor. camilla'nın bir resmini ve teyzesinin bıraktığı mirastan kalan bütün parasını ona veriyor. katil, iş bittiğinde ‘mavi anahtar’ı daha önce söylediği yere bırakacağını söylüyor. mavi anahtar = camilla öldü bu pazarlığa sadece kasanın yanında duran saftirik bakışlı bir erkek tesadüfen şahit oluyor, diane ile bir süre bakışıyorlar. bu adam galiba olayı anlıyor ve iki defa aynı kötü rüyayı görüyor. bir arkadaşına (veya psikolog-doktor gibi bir şey) aynı winkies lokantasında oturup gördüğü korkunç rüyayı anlatıyor. rüyasında duvarın arkasındaki kara yaratığı gördüğünü ve tarif edilmez derecede korktuğunu belirtiyor. arkadaşıyla beraber winkies'in arkasına bununla yüzleşmeye gidiyorlar, adam aynı yaratığı uyanıkken (uyanık olduğu şüpheli) görüyor ve korkudan bayılıyor/ölüyor. bu yaratık aslında diane'in içindeki kötülük ve hınç. adam ona şahit olmuştu. biraz saf bir arkadaş; kalp gözü açık galiba. katil işi bitiriyor ve mavi anahtar bir şekilde diane'in evindeki sehpanın üzerindeki yerini alıyor. diane bir halt etti ama içi rahat değil. ne de olsa sırılsıklam aşıktı. şimdi bir de vicdan azabı ve polis korkusu sarıyor içini. iyice bunalıma giriyor, kötü rüyalar görüyor. bir gece swing dans yarışmasında birinci oluşunu (en baştaki renkli dans sahnesi) görüyor. uyanıyor, kafasını kaldırıp gördüğü rüyayı hatırlıyor, birkaç saniye sonra kırmızı yastığına kafasını yüzüstü koyup tekrar yatıyor. hayalleri vardı ama olmadı, cinayetle bitti, bu yüzden görüyor rüyaları... işte tam da bu anda, kafayı koyup uyuduktan sonra bir rüya daha görüyor ki, bu rüya filmin baştaki %80'ini oluşturan rüya. filmin %80'i burada yatıyor. sabah çok da hoşlaşmadığı komşusunun kapıyı çalmasıyla uyanıyor. komşusu kalan eşyalarını almak için geliyor, tabaklarını alıyor, çıkmadan önce sehpanın üstünde piyano şeklindeki kül tablasını görüyor. “bu benim” diyerek onu da alıyor. mavi anahtar da orada tabi o esnada. bu arada komşusu iki dedektifin yine geldiğini söylüyor, dedektifler diane'den şüpheleniyorlar veya konuşmak istiyorlar. diane bu yüzden polislerden çok korkar oluyor. derken, komşusu eşyalarını ve kül tablasını alıp gidiyor. diane üstündeki kirli beyaz sabahlığıyla kahve yapmaya başlıyor, o esnada mutfak tezgahının başında hayal veya hallisünasyon olarak camilla'yı görüyor. camilla’ya, “döndün...” diyerek ağlamaya başlıyor, hâlâ çok seviyor ve yaptığı şey beynini kemiriyor. birkaç saniye sonra kendine geliyor, kahvesini alıp kanepeye oturuyor. muhtemelen akşama kadar oturuyor ve düşünceler beynini kemirip duruyor; diane korku içinde... sonra kapı çalıyor sert sert, artık kayışın koptuğu yer burası; kapının altından parmak boyunda giren iki ihtiyarın hallisünasyonu; diane’i kovalıyor. çığlıklar atarak çıldırıyor ve kendini yatak odasına atıp çekmeceden silahı alıyor ve intihar ediyor. gerçek hayat burada bitiyor. ‘otu çek, köküne bak’ karmaşık bir zihnin çakallıkları buraya kadar olan kısım ‘lineer’ ve gerçeküstü olmayan hikaye. geri kalanlar ise rüya ve çok az da soyut görüntüler. gelelim rüyaya: işte en eğlenceli kısmı burası. yönetmen, sigmund freud'un ne kadar numarası varsa kullanmış. simgelerle ve diane'in bilinçaltındaki verileriyle rüyayı süslemiş ve şekillendirmiş. rüya görüldüğünde cinayet işlenmiş, aslında her şey olup bitmişti. diane rüyayı hayatının son gecesinde görmüştü, rüyadan sonra bir gündüz daha yaşadı ve o günün akşamına intihar etti. filmin ilk sahnesinde diane'in kırmızı yastığa kafayı koymasıyla, kovboy'un gelip, "tatlı kız uyanma vakti" demesi (komşunun kapıyı çalması) arasındaki kısım rüya. diane rüyasında olayları anladığı gibi veya olmasını istediği gibi görüyor. gerçekte boka saran hayatını kabullenemiyor ve rüyada olmasını istediği gibi veya anladığı gibi görüyor her şeyi. esmer (daha bir adı yok) limuzinde giderken yolda duruyor (kendisi gerçekte partiye giderken durduğu yerde). şoför esmer'e silah çekiyor (gerçekte kendi de korkmuştu). bir kaza oluyor ve esmer kurtuluyor, ama hafıza gidiyor. (esmer'e format atıyor, kendi istediği gibi iyi bir karakter olacak). esmer şehre en kestirme yoldan gidiyor bilinçsizce, herhangi bir evin önünde tesadüfen sığınacak bir yer buluyor (bu tesadüf sarışının bilinçaltındaki hayali). esmer sabaha kadar orada kalıyor, bu arada gerçekte yaşamayan ruth teyze, kanada’ya yapacağı seyahat için bavullarını taksiye taşıyor. kanada’ya film çekimi için gidiyor (eski bir aktris). bu arada ilginç bir bilgi buldum, hollywood'da, sinema sektöründe çalışmak üzere “kanada’ya gitmek” ölmekle eşdeğer tutulurmuş. yani ruth'un gerçekte ölümü, rüyada kanada’ya gidişiyle simgelenmiş, gerçekte diane, hollywood'da olduğu için bu kuralı biliyor, ayrıca ruth da bir aktris, kanada'ya giden herhangi biri değil. sarışın yeğeninin evinde kalmasına izin vermesi de bıraktığı mirası ve/veya diane'in hayallerini simgeliyor. o arada bir fırsat bulup esmer eve dalıp gizleniyor (bunlar sarışın’ın esmer'e ulaşmak için fantezileri). bu esnada sarışın büyük hayallerle los angeles'a geliyor. kendine yol boyunca eşlik eden iki ihtiyar var yanında (gerçekte yoklar). buradaki adı betty. betty ismi cinayet anlaşmasının yapıldığı winkies'teki garson kızın gerçek ismi. bilinçaltında kalmış, onu kullanıyor. son derece saf ve iyi bir karakter olan betty, teyzesinin evini buluyor. coco, oranın yöneticisi, onu iyi biri olarak betimliyor rüyasında (partideki sohbet masasında ona iyi davranmıştı). tonton coco, evi gösteriyor, betty çok mutlu, rüyaları gerçek oluyor, her şey toz pembe. eve girip geziyor, banyoya girdiğinde duşta esmeri görüyor. esmer’in kafa bi milyon, tabi ad-soyad, nüfusa kayıtlı olduğu yer falan yok. esmer kendine ‘rita’ ismini buluyor posterden. az sonra esmer duştan çıkınca ismini rita olarak söylüyor, yaralandığı ortaya çıkıyor, çok mülayim bu arada, hırslı ve acımasız esmer gitmiş, yerine diane'in istediği yumuşak karakter gelmiş. biraz uyumak istiyor hatırlamak için. uyandığında hâlâ hatırlayamadığı için ağlıyor, sarışın “çantana bakalım” diyor. paraları ve mavi anahtarı görüyorlar. onları mavi bir kutuda saklıyorlar. paralar muhtemelen gerçekte kiralık katile verilen paraları temsil ediyor (zoruna gitmiş bütün parasını vermek)... aynı çantanın içinde mavi anahtar da olması bu çantayı tamamen cinayet anlaşmasının bir yansıması yapıyor. [RESIM]http://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/32/1/david-lynch-imzali-konusu-ve-kurgusu-ile-beyin-yakan-film-mulholland-drive-analizi-780x439.jpg[/RESIM] bu arada paralel olarak gelişen diğer olaylar var; yönetmen adam kesher bir masada menajeri ve yapımcılarla beraber. ‘italyan kardeşler’ gelecek ve çalıştıkları proje için bir kız önerecekler. italyanlar geliyor, çok sertler ve tuhaflar (çünkü rüya). bu kadar sert görünmelerinin sebebi o adamı partide görmesiydi. orada da dik dik bakmıştı diane’e. bilinçaltı bunu çok büyütmüş, adamı psikopatın teki yapmış. o kadar ki, espresso kahveyi beğenmeyince bile kontrolden çıkan, nezaketsiz, kusan, tüküren, sert, tuhaf bir adam. diğer italyan, çantadan sarışın bir kızın resmini çıkarıyor, bu, partide esmer'i öpen sarışın, rüyadaki adı da camilla. italyanlar adam'ı zorluyorlar, başrolde bu kızın olması için. adam karşı çıkıyor. yani betty böyle düşünüyor. gerçekte adam'ın ve diğer yönetmen bob'un esmer'e başrol vermesini biraz 'sinema mafyası'na bağlıyor. kendini böyle avutuyor ama yine de adam'a kızgın. adam ‘olmaz’ deyip rest çekiyor ve arabasına atlayıp eve doğru gidiyor, eve girerken havuz temizliği yapan adamın pikabını görüyor (gerçekte adam boşandığını anlatmıştı). sonra yatak odasına giriyor ve karısını kendine boynuz monte ederken yakalıyor. adam, karısının mücevherlerine boya döküyor ve temizlikçi heriften dayak yiyor, üstü başı boya ve burnu kanamış vaziyette dışarı atılıyor. bu, sarışın’ın ona olan kırgınlığı yüzünden rüyada onu soktuğu hal. ya da adam'ı bu şekilde 'mazur' görüyor. adam gidip köhne bir otelde saklanıyor. bu arada italyanların 'baba'sı olayı telefonla vs. takip ediyor. baba, -haşa- 'godfather', onun kafasında büyüttüğü 'sinema mafyası' ve çocukça hayali. başarısızlığını biraz bunlara bağlamak istiyor. adam oteldeyken, otelci kredi kartlarının iptal edildiğini vs. söylüyor. adam durumu öğrenmek için asistanı olan kızı arıyor, kız iflas ettiğini anlatıyor. durumu kurtarmak için kovboy denilen bir adamla görüşmesi gerektiğini söylüyor. kovboy, partide sadece bir an geçerken gördüğü önemsiz bir kişiydi ama ona çok esrarengiz gelmiş, ona burada esrarengiz adam rolü veriyor. adam koyboy'un yanına gidiyor, kovboy cool, nüfuzlu, tehditkâr ve filozof gibi bir adam. adam'ı nazikçe tehdit ediyor; işine dönmesini ve sarışın camilla'yı seçmesini söylüyor (betty başarısız hayatını kabullenmek yerine bunlara bağlıyor rüyasında). önceki gün teyze ruth'un (aunt ruth -untruth-) evindeyken, komşusu deli kadın gelip bir şeylerin yolunda olmadığını söylüyor, kendi bilinçaltı betty'yi iğneliyor. coco bu esnada son derece toz pembe yürüyen işlere uygun bir şekilde sarışına fakslanan replikleri getiriyor. esmer ile pratik yapıyorlar, duymak istediği gibi esmer onun oyunculukta iyi olduğunu söylüyor, (bunu kariyerini çalandan duymak ister çünkü). ayrıca esmer bu pratik esnasında oldukça tutuk, iyi bir oyuncu değil, hatta betty'nin konsantresini bozuyor ve betty ağlaması gereken yerde gülüyor. ertesi gün betty seçmeler için ihtiyar yapımcı wally'nin yanına gidiyor, aynı zamanda teyzesinin de dostu. oradaki ihtiyar oyuncuyla performansını kusursuz bir şekilde sergiliyor (çünkü kendi kusursuz olduğuna inanıyor). buradaki yaşlı oyunucyla betty'nin canlandırdığı sahnedeki diyaloğa dikkat; yaşlı adamı kaldırıp yerine esmeri koyun bir bakalım. gerçek diane, sanki rüyadaki betty üzerinden gerçek camilla'ya olan gerçek hislerini anlatıyor. "seni hapse atarlar", "seni öldürürüm", "o zaman seni de hapse atarlar", "senden nefret ediyorum " ifadeleri ama bu esnada öpüşmeleri ve sonunda betty'nin ağlaması. çok ilginç. oradaki yönetmen ise, yani bob brooker, tutuk, aptal, mal gibi bir adam... çünkü gerçek hayatta ona başrol vermemişti, bilinçaltı, onun yetenekten anlamayan biri olduğuna inanıyordu. rüyada da onu bir mal haline getirmiş. ondan başka herkes kendisindeki yeteneği görüyor ama o mal görmüyordu. yapımcı wally'nin eski karısı da bu yeteneği görüp onu adam'ın yanına götürüyor, “bu projeye bayılacaksın” diyor betty'ye. bu esnada adam, kovboy'un dediği gibi, seçmelerde... tam o sırada betty sete giriyor, hayalindeki gibi, adam ondan gözlerini alamıyor, o da adam'den. sonra sıra sarışın camilla'ya geliyor. aslında zayıf mimikleri olan yeteneksiz biri sarışın camilla. adam zorlandığı için seçiyor onu: “this is the girl.” betty tam o sırada eve gitmesi gerektiğini hatırlıyor. eve gidip esmer'in kim olduğunu araştırmaya başlıyorlar. daha önce kaza olmuş mu diye ankesörlü telefondan bir arama yapmışlardı, betty çocuk gibi mimiklerle "evet bir kaza olmuş" demişti. telefon winkies lokantasının hemen yanındaki telefon (hep önceden görmüş olduğu, bilinçaltındaki yerler). tuhaf ve çocuksu bir hayal şeklinde, polisler fazla zorluk çıkartmadan bilgi veriyorlar. kendince hafiyecilik oynuyor rüyasında. sonra winkies'te oturup (çünkü burayı gerçekte biliyor) kahve içiyorlar. garson kızın adı diane (gerçekte kendi adı). esmer'e ‘diane selwyn’ adını çağrıştırıyor, eve gidip telefon rehberine bakıyorlar, adresi buluyorlar (diane selwyn gerçek hayattaki tam adı). adrese taksiyle gidip evi buluyorlar ama ön girişte arabada oturan adamlar ürkütüyor esmeri. esmerin hafızası yok ama temkinli, peşinde birilerinin olabileceğini düşünüyor. bu gerçek diane'in içindeki polis korkusunun bir tezahürü de olabilir. adrese gittiklerinde başka bir hatun çıkıyor, daireleri değiştirdiklerini söylüyorlar (gerçekte de öyle). kadın kendisinin de geleceğini söylüyor, bazı eşyaları olduğunu ve alacağını söylüyor (gerçekte de öyle ve sarışın bunu rüyada da hatırlıyor). son anda çalan telefon yüzünden vazgeçiyor komşusu (rüyada onun gelmesini istemiyor, ikisi dedektifçilik oynayacak). 17 numaralı eve gidip kapıyı çalıyorlar ama açan yok. sarışın eve pencereden giriyor ve kapıyı açıyor, evde ağır bir koku var. odalara bakıyorlar ve yüzü tanınmayacak haldeki sarışın cesedi görüyorlar yatakta. bu aslında sarışın’ın kendisi. rüyada gerçek kendisini ölü görüyor ama onun kendisi olduğunu bilmiyor. eve dönüyorlar, esmer bundan çok etkileniyor, onun kendisi zannedilerek öldürülmüş olabileceğini düşünerek çok korkuyor. eve gidince, tanınmamak için saçlarını kesmeye kalkıyor, sarışın onu durdurup ona yardımcı oluyor (gerçekte ona aşık, onun için her şeyi yapar). sarı bir peruk veriyor ona, "başkası gibi oldun" diyor (belki de başkası gibi olmasını hep istemişti). esmer yine içerideki kanepede yatmak üzereyken rahat yatakta yatması için yanına çağrıyor, o da hiç zorluk çıkartmadan geliyor (çünkü onun fantezisi ve delice istediği mülayim karakter bu). aşk aşk aşk ve sılencıo esmer sayıklayarak uyanıyor gecenin 2'sinde, “benimle bir yere gel” diyor ve club silencio'ya gidiyorlar o saatte. club silencio aslında betty'nin bilinçaltında bilmekte olduğu bazı şeylerin tezahür ettiği yer. filmdeki en yoruma açık bölümlerden biri. "bando yok, her şey kayıt", çok dokunaklı şarkı söyleyen kadın ağlatmayı başarsa bile, playback çıkıyor ve beyin mıncıklaması geçiriyorsun. aslında sizi bu kadar etkileyen hollywood'un altı astarı yok. ağlayacak kadar etkilenebilirsiniz ama aslında arkasında playback var, her şey yalan. büyük hayallerle geldiğimiz hollywood yalan, bu ışıltılı dünya yalan (yönetmenin de mesajları var tabii filmde). bu sırada betty'nin çantasında beliren mavi bir kutu var. daha önce anahtarını rita'nın çantasında buldukları kutu. pandora'nın kutusu... bu betty'nin içindeki hırs, aşk, ihtiras, intikam, cinayet vs... bütün kötü hislerin olduğu kutu. şovu sunan top sakallı arkadaş kim? ben onun 'şeytan' olduğunu düşünüyorum. mavi kutunun onun çantasında belirmesine sebep olan kişi bu hokkabaz. ona dik dik bakarken gök gürültüsü sesi gelmişti ve betty oturduğu yerde zangır zangır titremişti. muhtemelen bu şeytanın ona cinayet fikrini vermesini ve onu tetiklemesini simgeliyor. eve gidip onu açmak üzereyken betty kayboluyor, çünkü o kutuyu gerçek hayatta açtığı için çok pişman, galiba rüyada bunu üstlenmek istemiyor. esmer onu açıyor (bu içindeki kini ve intikam hırsını serbest bırakmak demek, cinayet siparişi vermek demek). kutunun içine giriyoruz, kutu yere düşüyor, ruth teyzenin yatak odasında, ruth teyze sesi duyup geliyor, odaya bakıyor ama kutuyu göremiyor. muhtemelen bu, ruth teyzenin betty'deki o kötü yanı görememesi gibi bir anlama geliyor olabilir. ya da bütün bunlara -farkında olmasa da- onun biraz sebep olduğu şeklinde yorumlanabilir. sonra kovboy geliyor ve çürümüş cesede "tatlı kız uyanma zamanı" diyor. o çürümüş ceset aslında gerçekte hiç olmadı, yani gerçekte son sahnede ihtihar etmiş olan diane değil o. kıyafet ve pozisyon farklı. o ceset şu anda bu rüyayı görmekte olan diane. aynı gecelik, aynı yatak, aynı oda. ayrıca rüyadaki cesedin elinde silah falan yok. kafada delik de yok. o muhtemelen yaşadıkları yüzünden 'ölmeden ölmüş' olan diane. sadece rüyada ve yüzü tanınmadığı için betty onun kendisi olduğunu bilmiyor. neyse, komşu kapıyı çalıyor, (hani bazen bir sesle uyanırız ama bu sesin kaynağını rüyamızda farklı bir şey olarak görürüz) komşunun gerçekte kapıyı çalması kovboy'un yatak odasının kapısını çalması olarak görünüyor rüyanın sonunda. rüya bitiyor, yatakta doğrulup gördüğü tuhaf rüyayı kısaca bir düşünüyor ve yukarıdaki lineer gerçek hayatta kaldığımız yerden devam ediyoruz. filmin sonunda da birkaç soyut sahne var, winkies'in arkasındaki evsiz kara yaratık ki, bu sefer bir gece vakti ateş yakmış elindeki mavi kutuya bakıyor. o aslında erkek değil, aslında o diane'in halet-i ruhiyesinin bedene dönüşmüş hali. bitkin, evsiz, çaresiz, başarısız, hayal kırıklığına uğramış, aşık, vicdan azabıyla dolu, suçlu, kirli, aşkını öldürtmüş, tamamen tükenmiş ve kararmış bir ruh, yönetmenin mükemmel tasviri; bence filmin en güzel sahnelerinden biri. sondaki çıldırma sahnesi ile bu kara vatandaş arasında aslında çok güzel bir bağlantı var. diane çıldırmadan önce kanepesinde oturuyordu. eşzamanlı olarak bu kara yaratığı düşünün. aslında aynı anda diane'in iki farklı görünüşü. kanepede oturan gerçek görünüşü, winkies'in arkasındaki ise yönetmenin bütün çıplaklığıyla ortaya koyduğu diane'in iç dünyasının görsel olarak tercüme edilmiş hali. ikisi de eşzamanlı ve paralel. kara, bitkin bir şekilde elindeki mavi kutuya bakarken, paralelde diane, yediği haltı, serbest bıraktığı kini, kaybettiklerini düşünüyor kanepesinde, pişman ve bitkin. kara, winkies'in ve duvarların arkasında (diane de winkies'teki tetikçinin arkasına saklandı cinayet için). kara, bir akşam vakti, her şeyini kaybetmiş bir evsiz gibi, tamamen tükenmiş pislik içinde (kanepedeki diane gibi). kara, mavi kutuyu bir kese kağıdına koyuyor ve yere bırakıyor (diane bu yaptığından kurtulamıyor, geri dönemiyor). kutudan parmak boyunda iki ihtiyar çıkıyor (aynı anda diane'in kapısı çalıyor ve ihtiyarlar kapının altından giriyor.) diane'in içindeki vicdan azabı ve yakalanma korkusu o kadar dayanılmaz boyutlarda ki çalan kapı artık kayışı kopartıyor, muhtemelen dedektiflerin geldiğini düşünüyor ve ihtiyarlar onu çıldırtıp intihara sürüklüyor (tabancayı aldığı çekmeceye dikkat, orada gerçek mavi kutu var, muhtemelen önemsiz bir kutu). son sahnedeki dumanlar... bunlar 'şeytan'ın olduğu tiyatrodaki dumanlar gibi. aradaki farklı ortaya koymak için; dumanların üzerinde beliren diane'in son hali (kara yüzlü hali), hemen ardından da hayalleri... mavi saçlı kadın (soyut) ve... silencio, sessizlik... muhtemelen beynini kemiren duygular ve hallisünasyonlar yüzünden özlemini çektiği şey ‘silencio’. esmer’in gecenin bir yarısı ‘silencio’ diye sayıklayarak uyanmasının da sebebi bu olabilir. ...ama lynch bu, her şey olabilir... [RESIM]http://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/32/26/david-lynch-imzali-konusu-ve-kurgusu-ile-beyin-yakan-film-mulholland-drive-analizi-780x439.jpg[/RESIM] lynch'in dikkat çektiği kilit sahnelerden birinin kahve sahnesi olması da şu şekilde; (çok önemli bir şey yok aslında sadece biraz dikkat). kahve yaptığında aslında cinayeti işletmiş ve vicdan azabı içinde. üzerinde kirli beyaz sabahlığı var. muhtemelen intihar ettiği günün sabahı, yani lineer zaman çizgisinin sonu... kahvesiyle kanepeye yürürken kanepede yarı çıplak olarak esmer görünüyor. kendi de kanepenin üzerinden geçip esmer’in üstüne çıkıyor ve elindeki bardağı sehpaya bırakıyor. amaaa sabahlığı olan sarışın bu sefer yarı çıplak, sehpaya bıraktığı şey kahve değil viski, sehpada mavi anahtar yok ve piyano kül tablası daha alınmamış, yani flashback ve gerçek hayat. diğer flashback de masturbasyon sahnesinde. sarışın masturbasyon yaparken birdenbire telefon çalıyor, diğer odaya gidip telefona bakıyor. telefon “araba seni bekliyor, partiye gelecek misin?” diyor. ama dikkat; masturbasyon esnasındaki kıyafetle öbür odaya telefonda bakmaya gittiği kıyafet farklı. yani arada bağlantı yok, telefona bakması flashback ve gerçek hayat. ----------------- minik tespitler - rüyada neden mavi kutu var, onun temeli ne? diane'in intihar ettiği sahnede, çekmeceden silahı alırken mavi kutu çekmecede görünüyor. zaten böyle bir kutusu var, gerçekte çok bir anlamı yok belki ama bu kutu da rüyasına giriyor. muhtemelen pandora’nın kutusu kavramını biliyor ve rüyasında o şekilde tezahür ediyor. - rüyada betty ile rita 17 numaralı eve giderken rita neden girişte park etmiş arabanın içindeki gözlüklü iki adamdan korkuyor? kendi yakalanma korkusunu biraz rita üzerinden yaşıyor rüyada. rita hafızasını kaybettiği için biraz fazla temkinli. kapının önünde park etmiş arabadaki iki gözlüklü adamın kendisini aradığını düşünüyor. zaten eve girdikten sonra da yatakta kendisi yerine öldürülmüş olduğunu düşündüğü birinin cesedini görünce iyice korkuyor. - rüyadaki toplantıdaki vatandaş neden bu kadar donuk ve espresso kahve istiyor? gerçekte partide onun kendisine donuk donuk baktığını görüyor bir ara, bu onun bilinçaltına yerleşiyor; donuk duruşu ve eskiden beri gelen bir inanışı yüzünden onu italyan mafya adamlarına benzetiyor. inanışı da şu: başarısızlığı aslında hollywood'daki yeraltı dünyası yüzünden. burada yetenekler değil güç konuşuyor. bu yüzden rüyasında onu aynı şekilde donuk, ruhsuz, korkutucu ve imkansız derecede mükemmel bir espressodan başkasını yutmayan gerçek bir italyan olarak görüyor. diğer italyan’ı başka yerde gördüğümü hatırlamıyorum ama ilginç derecede al pacino'ya benziyor. bu da onun kafasında oluşturduğu diğer italyan mafya karakteri. - rüyada al pacino'ya benzeyen adam neden "help meeee!" diye bağırıyor? bir inanışa göre, partide diane bir fincandan su içiyor, fincanın üzerindeki desenler ‘s.o.s.’ gibi görünüyor (rüyada diğer adamın espresso içtiği fincan farklı tabi) s.o.s.'u burada böyle bağırıyor ve bence çaresizliğini bu şekilde haykırıyor. - rüyada esmer limuzindeyken, limuzin durduğunda neden şoför ona silah çekiyor? gerçekte daha önce kendi de limuzinle aynı yerde durmuştu ve biraz tedirgin olmuştu. bu ortam onu da tedirgin etmişti, cinayet için güzel bir ortam... esmer'i öldürttüğü için de burada ona silah doğrultulmasını sağlıyor. ama belki pişmanlığından dolayı bir kazayla onu kurtarıp kafasına format atıyor ve istediği esmer'i oluşturuyor. belki de esmer'i gerçek hayatta öldürtmüş olmasını başkasının üzerine atıyor. silahı gerçekte onun kiraladığı tetikçi doğrutmuştu burda silah tamamen başka biri tarafından doğrultuluyor. - rüyada neden esmer’i limuzinde ve aynı kendi gibi görüyor? limuzinde aynı yolda, aynı yerde duruyor, aynı sözleri söylüyor. galiba kendisinin olması gereken yerde o var diye. bu yüzden ona silah çektiriyor ama aynı zamanda kurtarıyor da. - rüyada coco'yu neden iyi ve tonton bi karakter olarak görüyor? çünkü partide coco onu dinlemişti, mimikleri onu anlıyor gibiydi ve elini tutmuştu. - rüyada club silencio'dan geldikten sonra mavi kutuyu açacakken neden betty birdenbire kayboluyor? kutunun açılması kötülüğün salınması demek. gerçekte yaptığı şeyi biliyor ve üstlenmek istemiyor. bunu gerçekte bir kere yaptı ama burda buna ortak olmak bile istemiyor. - toplantıdaki italyanların neden italyan olduğunu düşünüyor? birincisi, dik bakışları yüzünden partideki adamın mafya tipli olduğunu zaten düşünüyor. ikincisi, esmer, "casablanca'ya luigi ile hiç gitmedim" diye bir laf ediyor. luigi bir italyan ismi ve bu dik bakışlı adamla bir ilişki kuruyor, belki de onun ismi olduğu belli. gizemli kovboy’a dair yönetmenin seyirciye çaktığı güzel bir mesaj: rüyada kovboy, adam'la konuşurken diyor ki; “ukalalıkla o kadar meşgulsün ki düşünmüyorsun.” aslında seyirciye mesaj çakıyor, filmi anlamaya çalışması için. ‘ben sürrealist bir david lynch filmi izliyorum, entelim’ falan ayaklarını boşver, dikkat et diyor. otur ve düşünerek izle diyor, eğer işini iyi yaparsan beni bir kere daha göreceksin. kötü yaparsan iki kere daha göreceksin diyor. ilginçtir ki adam onu aslında bir daha hiç görmüyor. ama seyirciye iki kere görünüyor; 1) kızı uyandırırken, 2) partide arkadan geçiyor. seyirci iki kere gördüğüne göre kötü mü yaptı seyirici işini? evet, sayılır... ve işte bomba; iki defa görünüyor ama biri rüya karakteri diğeri gerçek. eğer fark edersen, ilk göründüğünde (ağılda) rüya karakteri olan koyboy bir kere daha rüya karakteri olarak görünüyor (yatak odasında). ikinci görünmesinde (partide) aslında o rüyada konuşan kovboy değil, haberi bile yok bir şeyden, sadece partideki biri. bir başka bakış açısı da şu; film zihinlerde doğrusal-lineer olarak birleştirilebilirse, kovboy, “beni x kere göreceksin” dedikten sonra sadece 1 kere görünebilir, partide görünmesi rüyadan önce, bu sayılmaz böylece. yani önce parti, sonra kesher ile konuşma, son olarak uyandırma... kovboy'u burada biraz yönetmeni de simgeliyor. yönetmen seyirciye vereceği mesajı doğrudan kovboy'un ağzından veriyor. bir at arabası örneği veriyor; david'e soruyor "bir at arabasını kaç kişi kullanır?" diye. david bu basit soruya azıcık şaşırıp "e biir" gibi bir cevap veriyor. at arabası çok özel bir seçim. aslında at arabasını bir kişi de kullanabilir iki kişi de. at arabası, burada filmi, kullanan bir kişi ise yönetmeni simgeliyor. "eğer kafanı çalıştırıp sana verdiğim fırsatı iyi değerlendirirsen sen de benimle beraber bu arabayı kullanabilirsin" diyor adam'a (aslında bize). yani eğer görmeyi, çözmeyi ve hatta hayal kurmayı becerirsen filmin ikinci yönetmeni olursun diyor seyirciye. tetikçinin mavi anahtarı diane tetikçiyle anlaşma yaptıktan sonra tetikçi mavi anahtarı gösteriyor. diane “bu neyi açıyor?” diye soruyor, tetikçi gülüyor. anlamsız gibi görünen bir diyalog. rüyada esmer’in kimliğini ilk bulmaya çalıştıkları sırada, esmer’in çantasını karıştırırken üçgen şekilli mavi anahtarı buluyorlar, bir anlam veremiyorlar o anda. rüyanın görüldüğü zaman gerçekte cinayetin sonrası, yani gerçekte küçük mavi anahtarı biliyor, rüyada üçgen anahtar olarak çıkıyor. bunun ‘ölüm’ anlamına geldiğini de biliyor. aslında tektikçiye “bu neyi açıyor?” diye sorarken gerçekten merak etmişti. esmer'in çantasından çıkan anahtar için de aynı merak rüyada var, oraya yansımış. ‘bu neyi açıyor?’un cevabı ise club silencio'dan geldikten sonra veriliyor: pandora’nın kutusu’nu, yani kötülüğü. rüyadaki büyük mavi anahtar da, gerçek küçük mavi anahtar da aslında ölümü simgeliyor. mavi kutu açılacakken de birden ortadan kayboluyor, buna tahammül edemiyor aslında…
17b
0
7 yıl
The Dropout: Milyar $'lık Bir Skandalı Konu Alan Mini Dizi Önerisi!
The Dropout: Milyar $'lık Bir Skandalı Konu Alan Mini Dizi Önerisi!
Bildiğiniz gibi Disney+ geçtiğimiz günlerde Türkiye'de yayın hayatına başladı, hatta ben de size şurada Disney Plus'da izlenecek bazı iyi filmleri listelemiştim. The Dropout dizisi ise Hulu yapımı olan çok merak ettiğim bir diziydi. Disney+'da görünce bu diziye de şöyle bir göz atayım dedim ve izleyip bitirdim. The Dropout dizisi konusu nasıl? ve the dropout dizisi izlenir mi? gibi sorularınız için de size The Dropout dizisinden bahseden kısa bir içerik kaleme almak istedim. En İyi Dizi Tavsiyeleri ►  Hadi gelin şimdi Disney+'da The Dropout dizisini görüp "İzlesem mi? Zamanımı ayırmaya değer mi?" diyenlere yanıt olabilecek o detaylara birlikte şöyle bir göz atalım! Yorumuma geçmeden önce dizinin konusuna şöyle bir bakalım[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/292/36/the-dropout-milyar-lik-bir-skandali-konu-alan-mini-dizi-onerisi-780x439.png[/RESIM]Dizi, daha üniversite yıllarındayken Steve Jobs gibi büyük girişimcilere ilham duyan genç bir kızın giriştiği iş kurma hayalini ve sonrasında yaşananları konu alıyor. Genç kızımız, özellikle sağlık sektöründe çığır açacak, "şırınga ile kan alma" konusunu kökten değiştirecek bir yöntem keşfetmeye girişiyor ve kendini birden milyar dolarlık yatırımcılar ile aynı masada buluyor... İşte dizi de bu süreci en başından en sonuna kadar bize aktarıyor. Bu dizi izlenir![RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/292/59/the-dropout-milyar-lik-bir-skandali-konu-alan-mini-dizi-onerisi-780x439.png[/RESIM]Diziyi gerçekten beğendiğimi söyleyebilirim. Hatta daha ilk 3 bölümü izlediğimde burada sizlere yazacağım bu tavsiye içeriğini bile düşünmeye başladım diyebilirim. Yani dizi beni ilk bölümünden itibaren yakalamayı başardı. Sürükleyici, yer yer şaşırtıcı ve özellikle benim gibi 'girişimci' ruhlular için bir nevi rehber niteliği bile taşıyor denebilir dizi için. Dizi tamamen gerçek kişi ve olayları konu alıyor[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/292/84/the-dropout-milyar-lik-bir-skandali-konu-alan-mini-dizi-onerisi-780x439.png[/RESIM]Dizi, 2014 yılında kendi mal varlığıyla zengin olan en genç kadın girişimci seçilen, Forbes listesinin en üst sıralarında gösterilen ünlü girişmci Elizabeth Holmes'ü konu alıyor. Dizide izlediğimiz tüm karakterler gerçek ve yaşanan olayların her biri de tanıkların ve olayı araştıran gazetecilerin araştırmasından çıkan gerçek detaylara dayanıyor. Başrolümüz Holmes'ü de çok sevdiğim ünlü oyuncu Amanda Seyfried canlandırıyor. Fakat öyle iyi oynuyor ki bir anlığına da olsa onun gerçek Holmes olmadığına inanamıyorsunuz.  Sunny Balwani[RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/292/66/the-dropout-milyar-lik-bir-skandali-konu-alan-mini-dizi-onerisi-780x439.png[/RESIM] Özet: Ben diziyi gerçekten beğendim. 8 bölümü de bir oturuşta izleyip bitirdim diyebilirim. Amanda Seyfried şahane bir oyunculuk sergiliyor. Girişimcilik dünyasını, fikir yaratma ve yatırım sürecini de konu aldığı için özellikle girişimcilik ruhlu kişilerin izlemesini tavsiye ediyorum. Bu diziden mutlaka birkaç şey kapacağınıza emin olabilirsiniz. Şimdiden tadını çıkarın derim. - - - - - -  • The Dropout kaç bölüm? Dizi bir 'mini dizi' olarak yayınlandı ve toplamda 8 bölümden oluşuyor. Bölümlerin her biri de ortalama 1 saat uzunluğunda. • The Dropout dizisi Netflix'te var mı? Dizi Netflix'te yok. Hulu yapımı olan dizi Disney Plus'da izlenebilir. • Dizi gerçek olayları mı konu alıyor? Evet, dizi ünlü girişimci Elizabeth Holmes'ü ve onun iş dünyasından siyasete kadar yarattığı etkileri konu alıyor. - - - - - -  [RESIM]https://www.kaanintavsiyesi.com/pictures/kesfet/184/10/tek-tek-taniyalim-netflix-imzali-ask-101-dizisi-oyunculari-kimler-780x439.png[/RESIM] Modunu Seç ►
17b
1
3 yıl

kaanintavsiyesi.com
Samimi Film Tavsiye Platformu
Hayat, kötü filmler izlemek
için çok kısa.