suattatu

Seri olmaya bile ihtiyaç duymadan en az Matrix serisi kadar ünlü olması ve bilinmesi gereken bir film. Simülasyon teorisini metafor olarak değil olabildiğince anlaşılır şekilde direk simülasyon ile anlatıp tertemiz beyin yakan, düşündüren nefis bir film.

Zorbalık ve disiplin dengesi tadında, yer yer gerse de başrolümüzle sımsıkı bir bağ kurdurup onun hırsını birlikte yaşatıyor. Müzik terminolojisine az buçuk hakimseniz veya her hangi bir sanatla alakanız varsa çok daha lezzetli gelecektir.

Hapishane filminden öte çok sağlam bir savaş filmi bence. Zeka, strateji, liderlik, karizma, iş birliği, örgütlenme, disiplin gibi kavramlarla dolu lezzetli mi lezzetli, seyir zevkine doyuran, yer yer ders niteliğinde, etik, ahlak, düzen ve anarşi ikilemleri.. her şeyiyle nefis. O kadar da rahatsız etmeyen mantık hatalarına rağmen 9/10

Ölümle yüzleşince bazı şeylerin değeri ve anlamı çok değişiyor, aslında filmin asıl alt metni de bu bence. Toz pembe değil, yeterince gerçekçi, yeterince fantastik, düşük beklentiyle izlenirse üzmez.

Inception filminden birkaç siklet yukarıda, hem rüya hem bilinç hem de bilinçaltı kavramlarını, sosyoloji, felsefe, ölüm, yaşam ve etik kavramlarıyla beraber gayet hollywood kalitesinde hatta çoğundan da iyi görsel efektlerin akışı bozmadığı nefis bir film. Teşekkürler.

Miras kavramının maddi ve manevi tarafları çok güzel, çok tadında işlenmiş. Fransa atmosferi, müzikleri, oyunculuklar nefis. İzlememiş olmak bence kayıp. Bu tattaki filmlerin en güzellerinden.

Yemek sahneleri kadar nefis bir filmdi, her şey yerli yerinde müzikleri güzel, tatlı tatlı ilerliyor ve sonuyla da tatmin ediyor. Tertemiz film. İzleyin, izletin. Teşekkürler Kaan.

Zamanına göre gayet iyi ancak çok daha iyilerini izledim. Savaş psikolojisini ve insanı nasıl değiştirdiğini etkileyici şekilde anlatılıyor. Atmosferi de gayet yerinde. Kötü karakterimiz ve siyahi abimizin haricindeki oyunculuklar vasat.

Düşük beklentiyle üzmeyecek tatlı bir film. Tek problem film müziklerinde, halihazırda içinde piyano çalma sahneleri olan bir film için diğer sahnelerde de piyanolu müzik olması beni yordu.

Outpost tavsiyesinden gelenler için ilaç gibi gelecek, vaadettiği aksiyonu, hikaye akıcılığını, yer yer dramayı size verecektir. The Outpost'un veremediği her şeyi yani.

Konu en başından itibaren film yapılmaya o kadar da gerek olan bir konu mu anlam veremedim, dünyanın en saçma konumlandırılmış karakolu ve uzun boş bir çatışmadan oluşuyor koca film. Hangi karakter neydi neye dönüştü, kim kimdi, gerilim yok, zeka yok, sürekli silah ve patlama sesleri, birileri yaralanmış ölmüş eee? Bu türü gerçekten çok severim ama izlediğim en kötü askeri filmdi, uzun bir zaman kaybı maalesef. Şimdiye kadar bu sitedeki en beğenmediğim film olabilir. Onca oyuncuya, prodüksiyona yazık edilmiş.

Bu atmosferdeki tempolu vurdulu kırdılı işlerin hemen hepsini izlemişimdir ama bu filmdeki sakinlik ve gerilimin tadı bambaşkaydı, nerdeyse hiç müzik olmadan, dev oyuncu kadrosu olmadan nefis iş çıkarmışlar.

Holywood klişelerinden uzak, tahmin edilemez ilerleyişi, karakter dönüşümü ve diyaloglar çok çok iyiydi. İzlemekte geç kalmışım, siz kalmayın.

Kolumu tanklı tüfekli dövmeyle kaplatma sebebim olan filmdir. İkinci dünya savaşı atmosferini, çirkinliğini, anlamsızlığını ve o saçmalığın arasında bile umudun her zaman olduğunu çok güzel aktarıyor. Müzikler, oyunculuklar, kostümler her şey nefis.

Öncelikleri sorgulatan romantik şeyleri maalesef seviyorum. Sinematografi, kurgu, görüntü yönetmenliği gözetmeden (ki gayet başarılı) çerezlik akıp gidecek, akşamınızı güzelleştirecek nefis bir film

Felon tadında çok sağlamdı. Fedakarlık ve aile kavramı çok derin işlenmiş. iyi veya kötü ikilemini, savaşçı ya da kurban seçimine dönüştürerek hikayeyle bağı güçlendiriyor. Nefis şekilde de akıp gidiyor. Devamı olsa tadından yenmezdi. Teşekkürler Kaan.