Yağız Şimşek

Tek isteği ölmek olan bir insanı hayata döndürmek mümkün müdür? Mümkün olsa bile bunu gerçekleştirmek için nasıl bir ortam gerekir? Bu soruların cevaplarını filmde bulacaksınız. Müthiş sosyal mesajlarıyla, alt metinleriyle, yan hikayesiyle sıcacık bir film. Türk yapımı olması insanı ayrı bir gururlandırıyor. Üstüne bir de iyi oyuncu kadrosu girince kendi kendimize diyoruz ki; “Demek ki biz de film yapabiliyormuşuz.”

Tabi ki oyundan aldığınız zevki alamıyorsunuz ama yine de izlenir mi izlenir. Ama mantık hatalarına çok takılıyorsanız sakın izleyeyim demeyin, m*nyak olursunuz.

Her ne kadar ilk okuduğumda filmin konusu çok ilgi çekici gelse de ben sevemedim bu filmi. İşin garibi, neden sevmediğimi ben de çözemedim. Sanki film de bir şeyler eksik ama ne..

Hem Barış Özcan'ın hem de Kaan'ın aynı anda önerdiği bir film düşünün. Sonra da o filmin kötü olma ihtimalini... Eminim hemen filmi izlemeye karar vereceksiniz.

Hani bazen sadece biraz kafa dağıtıp eğlenmek için film izleme isteği gelir ya. Hani eğlenmekten başka amacınızın, beklentinizin olmadığı filmler. Ha işte o film bu film. İzle 1 saat 45 dakika boyunca eğlen ve git.

Öncelikle; mükemmel oyunculukla başlamak istiyorum. Zoe Kravitz... Normalde bu kadının oyunculuğunu kötü bulmasam da öyle çok beğendiğim bir oyunculuğunu gördüğümü de söyleyemeyeceğim. Bu filme kadar. Kadın bu filmde resmen karakteri yaşamış, muazzam bir oyunculuk sergilemiş. Filme geri dönersek de kendini izlettiren, sürükleyici bir yapımdı. Sondaki aksiyon sahneleri de bir o kadar güzeldi ama yine de dört dörtlük bir film değil. Neden değil? Çünkü sonu havada kalmış. Mesela Angela sonradan gidip görüntüleri polise verdi mi? Verdiyse verdikten sonra kötü karakterlerimize sonradan ne oldu? Bunların hiçbir cevabını bulamıyoruz filmin sonunda. Sadece Angela'nın artık korkusunu yendiğini görüyoruz, o kadar. Keşke filmi bir yirmi bilemedin yirmi beş dakika daha uzatsaydınız da bu soruların cevabını da öğrenmiş olsaydık. DÜZENLEME: Arkadaşlar bu filme yaptığım ilk yorum için hepinizden özür diliyorum çünkü yorumum yanlış. Şimdi olay şu: Filmin sonun da bir dört beş saniyelik kısımda kötü adamımızın tutuklandığı gözüküyor ama ben bunu muhtemelen cips yediğim için kaçırıyorum. Bu da ilk yorumumdaki sonu havada kalmış kısmını yanlış yapıyor. Yine de sonu biraz daha etkileyici olabilirdi tabi ki ama artık bu film tavsiye isteyenlere ilk sıralarda önereceğim filmlerden olacak. İlk yanlış yorumum için tekrar herkesten özür diliyorum.

Güzel, eğlenceli bir filmdi. Sonu da güzeldi. Bu yapıdaki bir filmin çekimleri de en az senaryoyu yazmak kadar zordur. Yine de filmde görüntüler de mükemmeldi. Başyapıt olmasa da güzeldi. IMDB puanında da büyük bir haksızlık var. En az 7.5'lik bir filmdi bence.

Öncelikle filmin başında işinde gücünde pısırık bir adam olan karakterimiz bir ''kedi bileziği'' için manyağa bağlıyor, psikopatlaşıyor. Hiçbir insan da böyle aniden bir değişim olmaz. Hele kedi bileziği için hiç olmaz. Bütün bir film boyunca bir adamın millete dalıp durmasını izlemek istiyorsanız izleyin. Sanki Bob'a 'sen önüne gelene dal biz seni çekeceğiz' denmiş gibi. Bu filmi John Wick ile kıyaslayanlara da ayrı bir şaşırıyorum. Biri dünyanın en iyi aksiyon filmi. En azından bir hikayesi var. Diğeri ise hikayesi olmayan sadece adamın birinin psikopat gibi birine dalmasını izlediğimiz bir film olup olmadığı bile tartışılabilecek bir VİDEO.

Aman aman bir şey olmasa da güzel bir salgın filmiydi. Eğer buna benzer daha iyi işler görmek istiyorsanız sitede de bulunan ''the flu'' filmi de tavsiyemdir.

Yine Will Smith yine mükemmel işler. Bu adamın rol aldığı filmlerden beğenmediğim hiç çıkmadı. Bu film de onlardan biri. Film, yaşatmak istediği duyguları size geçirebiliyor. Başka bir deyişle sizi içine alıyor. Ayrıca sakın filmin süresine bakıp gözünüzü korkutmayın çünkü filme kapılınca o zaman öyle bir akıp gidecek ki siz bile şaşıracaksınız. En sonunda film tamamlanınca da kendinizi boş duvarlara bakarak bu filmi düşünürken bulabilirsiniz.

Film sizi kendine bağlamayı başarıyor. Ondan sonra da bir daha bırakmıyor, sonuna kadar sürüklüyor. İzlemesi keyifli, mükemmel bir animasyon filmi.

Kardeşlerimle beraber oturduk ve seçtiğimiz 7 Kaan'ın tavsiyesi filminden bu filmi izlemeye karar verdik... Ve evet şu anda o mükemmel filmler arasından muhtemelen en sıkıcısını seçtiğimiz için film bilgimizi sorguluyoruz.

Film ilk dakikadan itibaren sarıyor. Ve temposunu hiç düşürmeden devam ediyor. Eğer birkaç klişeye katlanabilirim diyorsanız ve şöyle sağlam bir film arıyorsanız bu film sizin için mükemmel bir filme dönüşebilir. Benim için dönüştüğü gibi.

İlk yarım saati sıkıcı olsa da sabredip beklerseniz size ödülünüzü veren bir film. Bir de gerçek hayattan uyarlama olması filmi daha çok izlenebilir kılıyor.

Yaani... Tabi ki bir başyapıt değil ama kendini izlettiriyor mu? Evet... Eğer konusu hoşunuza gittiyse ve durgun filmlerden sıkılmam diyorsanız, son olarak da bol ters köşeli bir yapım arıyorsanız bir göz atın bence.

Bu film salgın konulu en iyi filmlerden değil, salgın konulu en iyi film bana göre. İçinde hüzün, sevinç, heyecan ne ararsanız var. Mükemmel ötesi bir film. Yıllar önce izlemiştim ama adı aklımda hep 'virüs' olarak kalmış. Sonradan Kaan'ın hazırladığı bir liste sayesinde buldum filmi.