Mahmut K.

Filmin başlangıcı benim için çok değişik, çok ilginç ve çok güzeldi. Sonra uzadıkça konu farklı yerlere gitti, döngüye girdi sanki. Aynı yerde sayıp durdu. İki kere izledim bu filmi ama sonlara doğru insanı biraz kasıyor.

Ağlattı beni cep herkülünün hayat hikayesi. Çocukluğumda televizyonun karşısına geçip yarışmadaki sırasının gelmesini bekleyip nasıl heyecanlanırdık. Hele halteri kaldırıp rekorları kırdığı zaman. Bu filmde o rekorları nasıl kırdığını, ne zorluklar çektiğini de öğrendik küçük dev adamın. Mekanı cennet olsun.

Çok eğlenceli, insanı şaşırtan sahnelerle dolu. Aslı B.'nin de dediği gibi herhalde izlemeyen kalmamıştır bu seriyi.

Fragmanı seyredince iyi bir filme denk geldim dedim ama ne bileyim o kadar da içine içine çekmedi. Sadece sonunu o şekilde beklemiyordum ama son o şekilde olunca da adamın kabuslarının nedenini anlıyosunuz. Seyredilir mi evet, seyredilmezse de ah vah edilecek bir film değil benim için.

Ne bileyim çok da şaşırtıcı ya da beynimi jelibona çeviren türden gelmedi bana. İlginç başladı, biraz devam etti, sonra klasiğe bağladı. Bu puanı hakedecek seviyede gelmedi bana. Hatta fragman, filmin sonu hariç, filmin özeti gibi. Seyredince sonunu da öğrenirsiniz.

Filmi adı gibi nefesimi tutarak izledim. Yani bir evin içinde üç kişiyle gerilim ne kadar yaratılabilirse ondan fazlasını bile vermişler. İkinci film maalesef bunun kadar başarılı değil ve çok fazla mantık dışı sahnesi var ki ben o kadar dikkat etmem seyretme keyfini bozmasın diye, ona rağmen batıp durdu sahneler.

Yeni seyretme şansım oldu bu filmi. Kuzey Avrupa ülkelerinin filmlerini genelde etkileyici bulurum. Bu filmde tansiyon ve gerilim sonuna dek artarak ilerliyor. Görsel efektlerin kullanımı hiç fena değil. Filmin kurgusunda da kopukluk yok, başından sonuna kadar akıcı şekilde ilerliyor. Seyretmeyenler bir şans verirse pişman olmayacaktır.

İki filmlik bu seriyi aksiyon severler mutlaka izlesin. Hiç durmaksızın adrenalin pompalıyor. Filmin ikincisi daha uçlarda geziyor, ara sıra bu kadar da olmaz dedirtiyor ama yine de nefessiz izlettiriyor. Her zaman dediğim gibi, mantığı bir kenara bırakın bu tür filmlerde, keyfinize bakın.

Sonunu hiç kimsenin tahmin edemediğini düşündüğüm, kurgusu ve işlenişi nefis filmlerden biri. Ne oluyor demeye kalmadan döngü içine döngü giriyor. İzleyin, keyif alacağınıza eminim.

Artık kült filmler kategorisine dahil olmuştur diye düşünüyorum. Karakterin azmi, oğluna bağlılığı, duygusal açıdan her yerinize işliyor. İngilizce filmlerin adı dilimize çevrilirken abuk sabuk isimler tercih edilebiliyor ilgi çekmek için, ama umudunu kaybetme cuk diye oturmuş yerine. Ne olursa olsun umudunuzu kaybetmeyin.

Nicolas Cage'in en güzel filmlerinden biridir. Kurgusu, akışı, finali çok iyiydi. Keyifle seyredilir.

Bakın ciddi söylüyorum, forumlarda ve gruplarda eğlenceli film önerisi sorulduğunda, bu filmin adı mutlaka geçiyor. Ben de oradan görüp izlemiştim. Çok değişik ve matrak bir film. Değişik rahatsızlıkları olan bir grup insan bir odaya toplanmış, seyreyleyin gümbürtüyü :)

O Japon subayına o kadar çok kuruldum ki silahım olsa ekrana ateş ederdim. Çok etkileyici ve güzel bir film olduğunu da buradan anlayabilirsiniz.

Yani adrenalin uğruna öyle bir ortama giriyorsunuz ki, vahşi doğada bir kendiniz, bir partneriniz ve inanıyorsanız yukarda Allah var. Başınıza her şey gelebilir ve geliyor da. Hayatta kalmak mucize ile eş değer sayılabilecek bir ortam. İliklerinize işleyen soğuk, düşme riski dolu kar altında gizlenmiş mağaralar, kayalıklar... Tam bir hayatta kalma mücadelesi. Sessiz sakin bir ortamda tadına vara vara seyredin.

Bu filmi iki defa izledim, çok çok güzel bir film. Ne anlatsam boş, mutlaka seyredip kendiniz keşfedin.

Film klasik bir felaket filmi olmasına rağmen heyecanlı ve kendini izlettiriyor. Şuna buna takılmadan izlerseniz keyif alırsınız. Yoksa mantık hatalarına ya da bu kadar da abartı mı olur kısımlarına takılırsanız zevk alamazsınız. Zaten adı üstünde, film bu. Düşünmeden izleyin.