Kaan A.

Aksiyon desen var, suç desen var, ama bu kadar. Sadece bu kadar.

Her ne kadar oyuncu seçimlerini yadırgamış olsam da ki bazı oyuncuları denizciden çok dünya turuna çıkmış beyaz avrupalı gibi duruyordu, güzel ilerleyen bir hikayesi var. Filmin başarılı bir şey olma potansiyelini seyrederken ara sıra geriliyorsunuz.

Tam tadında ne uzun ne de kısa. Irkçılığın bitmediği mesajı iyiydi. ''Ne olursa olsun evime ve köpeğime ulaşacağım''..

Jaime Reyiz'in (Evet Nikolaj Costar Waldau da kim) beyaz yakalı imrenilecek hayatından sonra çete hayatında olmasını izlemek iyiydi. Hikaye anlatımı daha doğrusal olsaydı ve hapishane sahnelerini daha fazla görseydik daha ilgi çekici olurdu, sonuçta hapishane dediğin değişik bir habitat be abi, son olarak oyunculuğu için Jamie Reyiz'e teşekkür etmek istiyorum. Ve hapishane konulu film izleyeceklere ''A Prophet''i de öneriyorum.

Güzeldi, izlenir. Sonuç olarak büyü yapmayın..

Filmi izledikten sonra İspanyol sinemasındaki gizem kültünden daha gizemli olan şeyin İspanyolların bizim vıcık vıcık yaz dizilerimize takmış olmaları olduğuna karar verdim. İspanyol sinemasıyla bizim yaz dizilerini takas etsek herhalde her iki taraf da memnun olur.

İlham vericiydi. Bu tarz filmler için geniş bir repertuvar bulunduğundan monoton gelebilir ama filmin çekildiği yılı göz önüne alırsak bu kült filmin işleyiş tarzına şaşırmamak gerek.

Başarılı bir dönem filmi olmuş. Biraz ağır ilerliyor ama sondaki kevgire çevirme sahnesinde hıncınızı alıyorsunuz.

Ortalama bir filmdi. Depp ve Bale reisin beraber oynaması bir de dönem filmi olması güzeldi ama yeterli değildi. Yine büyük buhran dönemi banka soygunu temalı ''The Highwaymen'' bence daha başarılı bir film.

Tarihi kısmi olarak, oryantalist bakış açısına rağmen, Avrupalı bakış açısıyla seyretmek güzeldi. 4. Murat'ın İran seferinin gösterildiği bir dakikalık sahnede imrenmeden duramadım. Türk sinemasında böyle savaş sahneleri görmek harika olurdu. (youtube.com/watch?v=xKhxCcuPepI)

Bu türden çok film var ama hayatta kendini bulamamış kimselerin, kendini bulma maceralarını seviyorum. İyiydi.

Uzun zaman önce izlemiştim. Sıkmıştı, sıradan bir propaganda filmi. Ayrıca The Simpsons'da bu konuyla ilgili bir gönderme de var: ''Herkes oraya giden ilk kurtarma uçağı olmadığını bilir.'' Bu minvalde bir şeydi..

Farklı bir konu işlenmiş ama işleyişi klasik distopya mantığı. Bu iş de artık fast food'a benzedi. Malzemesi farklı ama yapılış biçimi aynı soslarıysa benzer... Her türün bir adabı var aksiyon türünde sadece hazza odaklanabilirsin ama insan distopya türünde bir entellektüel kaygı duyuyor. Bunu gidermek için daha farklı bir işleyiş beklerdim. Ha izlenir mi derseniz izlenir bea!

Daha kısa sürede daha fazla izlemek için 2x'te izlememe rağmen yine de oldukça ağır ilerledi. Dönemi yansıtması ve Christian Bale ve E. Allan Poe'yu canlandıran Harry Melling'in oyunculuğu akıyor. Sabrederseniz eğer güzel bir finalle de kapatıyor.

''Şeytan varsa tanrı da gerçektir...'' Shyamalan'ın inanmak mevzusuna yaklaşımını seviyorum.

Simon böyük adammış. Adam dolandırıcılığı sanata çevirmiş. Daha önce millete köprü satanları duymuştum da aşk satanı duymamıştım... Lol.